Haziran sayımızda sizlere “downhill” disiplinini anlatmıştık. Bu sefer yakışıklı üvey evlat olan “enduro”yu anlatacağız. 

Enduro, İngilizce’de dayanıklılık anlamına gelen endurance kelimesinden türemiş bir isim. Anlaşılacağı üzere yorucu ve yıpratıcı bir disiplin.

Müsabakalar kısaca şu şekilde gerçekleşiyor: Genellikle enduro yarışları üç ya da daha fazla etaptan oluşur. Etaplar arasında geçiş etabı adı verilen kısım-lar yer alır. Her yarışmacının etaplara çıkış süreleri daha yarışa başlamadan verilir. Yani X numaralı bir yarışçının ikinci etaba saniyesine kadar ne zaman başlayacağı bellidir. Yarış başlangıcı genellikle yarışın bittiği noktadadır. Yani ilk etaba ulaşmak için pedalla tırmanmak zorundasınız! Ayrıca diğer etaplara geçerken de genellikle pedallamak durumundasınız. Daha bitmedi, çoğu organizasyonda geçiş etapları dahil herkes kaskını kafasında tutmak zorundadır. İşin özü enduro disiplini her babayiğidin harcı değildir. Hem tırmanabilmek hem de inebilmek gerekir. Yarışlar genellikle 5-6 saat sürmektedir. Hal böyle olunca enduro yarışlarının canlı yayınlanması da imkansız hale gelmektedir. Özet olarak bile ancak Enduro Dünya Serisi yarışlarını görebilirsiniz. Bu yüzden genel kitle enduro disiplinini çok bilmez.

Ülkemizde enduro disiplininde dünya standartlarında sayılabilecek Tahtalı Down Olympos parkuru yer almaktadır. Geçtiğimiz yıllarda beşincisi düzenlenmiş ve sonrasında talihsizlikler sebebi ile devamı gelmemiştir. En yakın zamanda altıncı Down Olympos’un düzenlenmesini diliyoruz. 

Enduroda ekipmanlar da dayanıklılık üzerine odaklıdır. Örneğin bisikletleri mini downhill olarak betimleyebiliriz. Gerek amortisör yeteneği gerekse dayanıklılık olarak gerçekten üst düzeydedirler. Üstüne bir de tırmanabilmek için gerekli olan vites ve sele borusu ekipmanlarına sahiplerdir. Sürücüler ise koruma için genellikle tam kapalı kask, dizlik ve dirseklik kullanırlar.

Enduro için Dünya’nın neresine giderseniz gidin duyacağınız bir kaç kalıp cümle vardır. Diller değişse de anlamı aynıdır. “Böyle yokuş mu olur?, Ne tırmandırdılar!, Seneye gelmem!”.

Cevabı ise tektir; “This is Enduro” (İşte bu enduro). Bu arada enduroyu bir kere tadan ne kadar küfrederse etsin ertesi yarışa kesinlikle yine katılır.