Dağ bisikleti disiplinlerinin tartışmasız en popüleri, en özenileni ve en ağırı downhill yani “tepe inişi”dir. Parkurlar genellikle çok dik ve kayalıktır ayrıca içerdikleri rampalar ile yarışçılar adete havada uçarlar. Bisikletler inişe uygun halde tasarlanmışlardır. 200mm ön ve arka amortisörlere sahip bu bisikletlerin tırmanmaya uygun bir vitesi bulunmaz. Peki bu downhill nereden çıktı ve neden bu kadar popüler oldu?

İlk downhill yarışı 21 ekim 1976 tarihinde Kaliforniya’da düzenlendi. Parkur yangın yolundan bozma bir rotada yer alıyordu. Tahmin edeceğiniz üzere o zamanlarda amortisör veya disk fren gibi donanımlar yoktu. Çoğunlukla göbekten frenli şehir bisikletleri kullanılıyordu. Her iniş ardından fren aksamları yenileniyordu. Kısaca ilk downhill yarışçıları ölüme meydan okuyordu da diyebiliriz. 80’lerde Charlie Kelly ve Gary Fisher birlikte dağda kullanmak için özel tasarlanmış “Dağ Bisikletleri” üretmeye başladılar. Bu bisikletlerde 5cm çalışma mesafesine sahip ön amortisörler bulunuyordu. Sporun popülerleşmesi ile birlikte 90’larda downhill için özel tasarlanmış bisikletler üretilmeye başladı. Bu bisikletlerin ortak noktaları normal bisikletlere göre daha dayanıklı ve dolayısı ile ağır olmalarıydı. Amortisörler de gelişiyor ve yarışçılar her geçen gün daha da hızlanıyorlardı.

Tüm bu gelişmeler elbette yayıncıların da dikkatini çekti. Downhill müsabakaları adeta insanlar izlesin diye yaratılmıştı. Parkurlar genellikle 3 ile 5 dakika arası sürelere sahipti. Yarışçılar sırayla çıkış yapıp süreleri ile sıralanıyorlardı. Bu sayede her yarışçı mükemmel sürüşünü sergileyebiliyordu. Aynı zamanda parkurların sertliği ve yarışçıların yüksek hızı büyük kazalara da sebep oluyordu. Tahmin edeceğiniz üzere insanlar bu görüntülere bayılıyordu. Sonuç olarak downhill yarışçıları dağ bisikletinin süper starları haline geldiler.

Yıllar geçtikçe downhill yarışları da kendi arasında farklı disiplinlere ayrıldılar. Normal yarışlar belli standartlara sahip özel düzenlenmiş parkurlarda gerçekleştirilirken urban adı verilen yarışlar Güney Amerika’da yamaçlara kurulmuş şehir ve kasabaların sokaklarında gerçekleşiyordu. Ayrıca freeride adı verilen bir başka downhill disiplininde ise teknik olarak parkura bile ihtiyaç yoktu. Dünya üzerinde gerçekleştirilen en büyük freeride müsabakası Redbull Rampage adı ile her yıl Ekim ayında Amerika, Utah’ın dağlıklarında düzenleniyor.

Ülkemizde de Uludağ ve Erciyes’te iki adet downhill yarışı düzenlenmektedir. Zamanla bu yarışların artacağına hiç şüphe yok.

Downhill disiplininde kullanılan bisikletlerin farklı olduğundan bahsetmiştik. Dünya şampiyonalarında sağlamlığı açısından özellikle karbon parçalar kullanılıyor. Evet yanlış duymadınız, bisikletler sağlamlık şartlarını sağlayabilmesi için karbondan üretiliyorlar. Amortisörler 200mm çalışma mesafesine sahip. Tekerleklerde ise 27,5 ve 29″ ebatları tercih ediliyor. Fakat bu bisikletlerin çok büyük bir handikapı var. O da pedallamaya pek gelmemeleri. Ancak downhill yarışları yokuş aşağı parkurlarda yapıldığı için çok önemli olmasa gerek, değil mi? Maalesef bu cevap son yıllarda yanlış olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden olsa gerek “Enduro” yarışçıları “Downhill” yarışlarında ilginç bir şekilde başarılar kazanmaya başladı. Bunun sebeplerini ise gelecek sayımızda ele alacağız.