Bilge Ece Seyhan’ı tanıyabilir miyiz?

Ben Bilge Ece Seyhan 18 yaşındayım. Triatlon sporunu yapıyorum, Milli sporcuyum ve 1. Kademe Yüzme Antrenörüyüm.

Başarılarınızdan bahseder misiniz?

Triatlon  Aquatlon ve Duatlon branşlarından pek çok derece yaptım ve bir çok kez Türkiye Şampiyonu oldum.2014 yılında milli takıma seçildim. 16 yaşımda ilk genç mesafe yarışımda Kendi Katagoride Avrupa 3.sü oldum. Balkan ve Avrupa Ülkelerimde milli takım forması ile ülkemizi bir çok yarışta temsil ettim.

Bisiklete olan merakınız nasıl başladı?

Benim bisikletle tanışmam triatlon sayesinde oldu. 11 yaşında yüzmeye başladım ve triatlon antrenörüm koşu antrenmanlarına da çağırdı ve koşudaki yeteneğimi fark etmesiyle triatlona  geçtim. Böylelikle ilk defa sporcu olarak bisiklet ile tanışmış oldum. 

Yüzme, koşu ve bisiklet gibi üçlü branş olan triatlonda pek çok dereceniz var, yarış esnasında bunlardan hangisini yapmaktan diğerlerine göre daha çok hoşlanıyorsunuz?

Aslında her branşı ayrı ayrı çok seviyorum. Mesela yüzme parkurunda “On Your Mark” sesiyle suya atlayıp suyun serinliğini hissedip o heyecanla yüzmek mesafeyi tamamlamak, bisiklet parkuruna geçince değişim alanında bisiklete atlayıp süratle pedal çevirmek, koşu parkurun da ise sona yaklaştığını bilip hızlanmak ve kendini motive etmek, inanılmaz güzel heyecanlı ve keyif verici. 

Kadınların bisiklet sporuna olan ilgisini nasıl görüyorsunuz? Bu spora başlamak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? 

Kadınların bisiklet sporuna olan ilgisinin arttığını düşünüyorum. Bisiklet kullanmak bizi özgürleştiriyor ve kendimize güvenmemizi sağlıyor. Ben yolda bisiklete binen bir kadın gördüğümden çok mutlu oluyorum. Umarım bir gün bütün kadınlar bu zevki tadar.

Spora başlamak isteyenlere tavsiyem, ilk önce kendilerine güvenmeleri isteyince yapamayacağımız hiçbir şey yok. Bisiklet kuvvete dayalı bir spor olduğu için başlama yaşı yok düzenli antrenman yaparak beslenme ve uyku düzenine dikkat ederek başarılı olabilirler . 

Küçük yaş gurubunda ise bu sorumluluk ailelere düşüyor. Çoçuklarını spora yönlendirmeleri ve ilgi alanlarını bulmaları gerekiyor. Oyun olarak branşı tanımalılar ve sevmeliler. Yaş ilerledikçe ilgi alanlarında başarıyı düzenli tekrar ve program ile sağlarlar. 

Coronavirüs salgını süresince günlük antrenman ve beslenme düzeninizden bahseder misiniz? Moral ve motivasyonunuzu yüksek tutmak için neler yapıyorsunuz?

Coronavirüs süresince evde antrenmanlarıma devam ediyorum. Uyku düzenime çok dikkat ediyorum. Günü iyi değerlendirmek için erken kalkmayı seviyorum. Normal de yüzme antrenmanları için sabah 5’te kalkıp 6’da yüzmeye başlıyorduk, şimdi biraz daha uyuyorum 8:30 – 9:00 gibi kalkıyorum. Hafif bir kahvaltı yapıp bisiklet antrenmanına başlıyorum dışarı çıkmamak için Trainer da çeviriyorum. Sonra kendimle vakit geçiriyorum, dinleniyorum. Öğleden sonra 3 gibi kuvvet antrenman için hazırlanıyorum yaklaşık 1.30 saat kadar o sürüyor. Geri kalan vaktimle de kitap okuyorum, ders çalışıyorum, müzik dinliyorum, işimle ilgili kendimi geliştirmeye yönelik araştırmalar yapıyorum.

Gün içerisinde antrenman öncesi karbonhidrat ağırlıklı antrenman sonrasında ise protein ağırlıklı besleniyorum. Yemek yeme içme saatlerime dikkat ediyorum. Bol su içiyorum. Ara öğünlerimde meyve, bitki çayı , yoğurt gibi besinler yiyorum.

Son olarak hedeflerinizden bahseder misiniz?

Bu sezon için yıllık antrenman programımız, hedef yarışlarımız ve milli takım seçmelerimiz vardı. Bunlara yönelik antrenman yapıp hazırlanıyorduk. Virüs nedeniyle dışarı çıkamadığımız için programlarımızı değiştirip evden devam etmek zorunda kaldık. Zaten coronavirüs nedeniyle yurtiçi ve yurtdışı bütün yarışmalarımız iptal edildi. Dilerim bir an önce bu sorun çözülür ve bizler işimize antrenmanlarımıza yani normal hayatımıza döneriz. Tabi ki yarışlar başlayınca hedefim , Türkiye şampiyonluğu elde etmek ve milli takımda yer alıp ülkemi temsil etmek. Ayrıca öğrencilerime iyi bir sporcu iyi bir insan olabilmeleri için örnek olmaya devam edeceğim. Hem sporumu hem de mesleğimi daha da geliştirmeyi hedefliyorum.