Merhaba, ben Ali Gülcan. Yaklaşık 15 yıldır bisiklet sporunun içerisindeyim. Uzun yıllar milli takımda hizmet verdim. Birçok ulusal ve uluslararası yarışta görev aldım. Şu anda da İstanbul’da AGTraining isimli bir oluşumla kişiye özel antrenman programı ve grup antrenmanları düzenlemekteyiz. Bugün çok güzel ve keyifli bir sürüş yaptık. Sizler de İzmir’den geldiniz bizim için. Çok teşekkür ederiz. Umarım beğendiniz buraları.

Harika! Özellikle Belgrad Ormanı’na hayran kaldık. Umarız bir daha bu sürüşü yaparız. AGTraining nasıl gidiyor? Kişiler size nasıl ulaşıyor? Beklentileri ne oluyor? 

Genelde sosyal medya aracılığı ile ulaşılıyor. Ya da çalıştırdığım insanlar aracılığı ile, arkadaş çevresiyle ya da yolda bizi görüp ulaşanlar oluyor. 

Herkesin hedefi ve amacı bisiklet sporunda farklı. Kimisi keyif almak için, kimisi performans odaklı, kimisi de milli takıma girmek için, bir şekilde düzenli bir antrenman programına ihtiyacı duyuyor. Bizim de zamanında antrenörümüz olmasaydı biz de bu noktaya gelemezdik. Mutlaka profesyonel anlamda destek almak önemli, işi iyi bilenler tarafından. Bizler de tecrübelerimizi insanlara aktarıyoruz. 

Kime göre, nasıl bir antrenman programı belirliyorsunuz?

Grup antrenmanı diyoruz ama bu grup antrenmanlarında kişiye özel tasarlanan programlar bulunuyor. Öncelikle belirli bir nabız aralığını temel alıyoruz. Yeni başlayan kişilerde genelde antrenmanlarda en az üç ay gelişimini gözeterek, ilerleyerek geliştirebiliyoruz. İlk üç ay genelde düşük nabızlı temel antrenman yaptırıyoruz. İlerleyen safhalarda daha farklı çalışmalar, eksik mi, neye hazırlanacak, nasıl bir program ve yol izleyeceğiz, bunu birlikte oturup, haftanın kaç günü antrenman yapacaklarını belirledikten sonra sistematik olarak haftalık programını yazıyoruz. Her antrenman sonrasında analizlerini yapıyoruz. Bu şekilde ilerleyen bir sistemimiz var. 

Yakın zamanda bir Kıbrıs seyahatiniz oldu. AGTraining’i farklı yerlerde de göreceğiz gibi görünüyor. 

Evet. Farklı şehirlerde de, farklı ülkelerde de benim öğrencilerim vardı. Sayımız arttıkça grup antrenmanlarına yönelik de talepler gelmeye başladı. İstanbul’da hem Avrupa yakasında hem Anadolu yakasında haftada 6-7 antrenmanımız mevcut. Kıbrıs’ta da böyle bir yapılaşmaya gittik. Orada İsmet hocamız var. Antrenmanlarımıza Pazartesi itibariyle başlıyoruz. Farklı şehirlerde de tabii ki talep olduğu müddetçe bunları değerlendirip destek ve hizmet vermeye hazırız. 

İlk kez bisiklet sporuna gönül veren bir arkadaş nelere dikkat etmeli? Nasıl beslenmeli? 

Beslenme bence spora özgü değil bir yaşam tarzı olmalı. Mutlaka şekerli yiyeceklerden, yağlı kızarmış, hazır paketlenmiş ürünlerden uzak durmak gerektiğini düşünüyorum. Yüksek karbonhidrat alımında da keza aynı şekilde. Asitli içecekler de sağlık açısından zararlı. Temiz beslenmek gerekiyor. 

Kalori alımıyla, harcadığı kalori ile verdiği kalori arasında kilo vermek istiyorsa bir açık yaratması gerekiyor. Ama kilosunu korumak istiyorsa, aynı şekilde bir hesaplamaya gidebilirler. Ya da bilen birileriyle görüşüp danışabilirler. Biz yeni başlayan sporcularımıza genelde beslenme ile ilgili bilgi veriyoruz. Ama profesyonel anlamda hizmet almak isteyenler için de bizim Miray hocamız var, AGTraining’de diyetisyenimiz, o ilgileniyor. 

AGTraining’de bir sporcu başlamak istediğinde öncelikle ben ona bir form gönderiyorum ve formu doldurmasını istiyorum. Oradaki bilgiler ışığında, antrenmana hazır mı, sağlık anlamında herhangi bir dezavantajı var mı, ameliyat olmuş mu, geçmiş hikayesine bakarak hem performansını hem yönlendirmesini yapmış oluyoruz. 

Planlama açısından bunlar kritik noktalar. Geçmiş sakatlığının olup olmaması, ya da devam eden bir sakatlığının olup olmaması bilgisi bu açıdan çok değer taşıyor. Kan değerleri ile alakalı da bir tahlil istiyoruz. Son üç ay içinde yapıldıysa onlar yeterli oluyor. Kan değerleri ile ilgili eksiklikleri varsa, vitamin, mineral bakımından doktorumuz Özlem hoca ile değerlendirip antrenman programını şekillendirmeye başlıyoruz. 

Tabii ki hemen grup antrenmanlarına almıyoruz. Çünkü grup antrenmanlarında çok farklı dinamikler var ve bireyin teknik anlamda yeterli olması gerekiyor. Kişi belki de hiç kilitli ayakkabı kullanmamış, belki de uzun yıllar sonrasında ilk defa antrenmana başlayacak oluyor. Öncelikle trafiğe kapalı alanda teknik anlamda, frenleme, kilitli ayakkabıya geçiliyorsa kilitli ayakkabı kullanımı, viraj dönme, dengede kalma gibi şeylerde yeterliliğini sağladıktan sonra birebir antrenmanlarla başlıyoruz. 

Performansı belirli bir seviyeye geldikten sonra grup antrenmanlarına dahil ediyoruz. Böylelikle nabız aralıkları da çok yüksek çıkmıyor. Bizim yapmak istediğimiz şey burada yüksek nabız aralığı yerine düşük nabız aralığında kişinin gelişimini sağlamak. Buna olanak sunmak. Antrenmanları da genellikle eşiğin altında %70 civarında tutuyoruz. Aşırı derecekte yüksek nabızlı antrenmanlar aslında performanta gelişim yerine sağlığı da etkileyen, zarar veren bir yapıya sahip. O yüzden aerobik bir spor bisiklet sporu. Mümkün olduğunca düşük nabızlı antrenmanlarla hem yağ yakımı sağlıyoruz hem de kas gelişimi, kardiyovasküler gelişimi adapte ediyoruz. 

Bu işleri tek başına yapmak biraz zor, ekip işi. Ekip kaç kişiden oluşuyor?

Ekipte şu anda Anadolu yakasında Murat hocamız, Avrupa yakasında Furkan ve Talha hocalarımız, diyetisyenimiz var. Kıbrıs’ta bir seminer düzenleyeceğiz. Orada da bilgilerimizi tecrübelerimizi insanlara aktarmaya gidiyoruz. Ekip halinde olduğumuz müddetçe tabii ki daha koordineli, farklı farklı şekillerde aynı anda başlayan antrenmanlarımız oluyor ve gün geçtikçe bir “kommunity” şeklinde büyüyoruz. 

Türkiye’de bisikleti nerede görüyorsunuz? 

Olması gereken yerde değil tabii ki, maalesef. Ancak bizlerin önderliği ile bir şeyler olacaktır. Türkiye her konuda olduğu gibi bisiklet kültürü konusunda da gelişmekte olan bir ülke. Zamanla ilgi artacak, devletin yaklaşımı değişecek. Bizlerin de bakış açısını, yaşam tarzını artık biraz daha oturttuktan sonra tabii ki gelişime uğrayacaktır. Ben olumlu görüyorum. 

Birçok sporcunuz var. Bunlar arasında mutlaka bir tane özel olan vardır. Birden fazla özel olan var mıdır?

Hepsi benim için özeldir tabii ki. Ama farklı ilgi bekleyen ya da farklı noktada uzmanlık göstermem gereken sporcularım da mevcut. Ironman’e hazırlanan var. Milli takıma girmek isteyen var. Farklı müsabakalara katılmak isteyenler var. Yurtdışı granfondolarında yarışmak isteyenler var. O noktada da elimden geldiğince destek veriyorum. 

Pandemi süreci dolayısıyla yarışlar ertelendi ya da iptal edildi. Bir belirsizlik var önümüzde. Ama dünyada ve Türkiye’de yavaş yavaş yarışlar yapılmaya başlanıyor. Şimdi tekrar planımızı güncelleyip asılmaya başladık. Tabii ki planladığımız gibi ilerlemede pandemi araya girdiği için antrenmanlarımızı bir nebze olsun düşürmüştuk ama sporcular hala formda. Kısa zamanda performanslarına ulaşıp yarışlara girebilecek seviyeye gelmeleri için çabalıyoruz. 

2021 yılında hedefleriniz nedir?

Benim hedeflerim birazcık değişti. Geçtiğimiz seneye kadar ben de yarışıyordum. En azından granfondolara katılıyordum. Belçika’dan döndükten sonra her ne kadar sporcularımızla sürmek keyif verse de ben antrenmanlarıma pek vakit ayıramaz oldum. Bu noktada da “ben artık yarışmayayım” dedim ve daha çok öğrencilerimle ilgileniyorum. İşin dışarıda birebir sürüşü olduğu kadar geri planda da bilgisayar başında analiz çalışmaları var. Haftalık analızler var. Bunlar çok zamanımı alıyor. 

Şu anda bir büyüme aşamasındayız. Zaten farklı şehirlerde de oluşumumuzu başlattık. Bu noktada biraz daha böyle gidecek gibi görünüyor. Ümit ediyorum ki ben de fırsat bulup granfondo yarışlarına da olsa katılabilirim. 

Son olarak bize neler söylemek istersiniz?

İzmir’den geldiniz. Bugün çok keyifli bir sürüş yaptık. Çok teşekkürler. Ayağınıza sağlık. Pelotonist grubu ile birlikte bugün yaklaşık 30 kişi vardık sanırım. Umarım siz de buraları beğenmişsinizdir. Her zaman bekleriz. Biz de muhakkak bir gün İzmir’de birlikte sürüş yapacağız. İzmir’e de çok çok selamlar.