Sosyal sürüşler düzenleyen küçük bir grupken, 2016 yılında yarışlara katılmaya başladılar ve elde ettikleri başarılarla hızla büyümeye devam ettiler, ediyorlar. Peloton İstanbul Bisiklet Kulübü Dernek başkanı Tufan Sağnak ile derneğin kuruluşu, büyüme süreci,  geçmiş ve gelecek etkinlikler üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Peloton İstanbul Bisiklet Spor Kulübü Derneği nasıl kuruldu kısaca tanıyabilir miyiz?

Peloton İstanbul 2016 yılında yarışlara katılan ve sosyal sürüşler düzenleyen küçük bir sürüş grubu olarak hayata geçti. Zaman içinde gerek yönetici, gerek sporcu olarak aramıza katılan arkadaşlarımızla giderek büyüdük ve kurumsallaşmaya başladık. Yarışlarda aldığımız dereceler motivasyonumuzu artırdı. 2018 yılı sonlarında dernek ve spor kulübü olarak resmi bir oluşum haline geldik, özel yarışların yanında federasyon ve UCI yarışlarında milli takımlar ve profesyonel ekiplerle omuz omuza mücadele etmeye başladık.

Peleton İstanbul’un kuruluş amacı nedir?

Geçmişte yaşadığımız tecrübelerin ışığında, baştan bu yana nezaket, pozitif olmak, açık bir yapı ile bu sporu sevdirmek ve yeni başlayanları teşvik etmek ilkelerimiz oldu. Herkese kapalı, iletişimi kopuk bir grup ya da takım olmaktan kaçındık. Yolda karşılaşınca selam vermeyen bisikletçilere bir tepki olarak kurulduk diyebilirim. Öte yandan performans, gelişim ve yarışçı ruh bizim karakterimizi tanımlıyor. Parkurlarda dişe diş yarıştığımız rakiplerimizle finiş çizgisini geçince yine sıkı dostlar olarak hayatımıza devam ediyoruz. Özetlemek gerekirse hem sosyal tarafı güçlü olan, hem de sıkı bir şekilde antrenman yaparak yarışan bir yapımız var. İsmimiz de bu yüzden; yarışlarda birlikte daha güçlü ve hızlı ilerleyebilen ve farklı kişiler ya da takımlardan oluşan gruba verilen ad olan “peloton” teriminden geliyor. 

Genelde ne tür sürüşler yapıyorsunuz?

Profesyonel ya da amatör tüm yol bisikletçilerine açık grup sürüşlerimiz var. Bunlarda kimi zaman otuz, kimi zaman yüzelli kişilik gruplar oluşabiliyor.  Bu kalabalık gruplarla kimsenin gruptan kopmayacağı azami tempoda ve hafif yokuşları olan çoğunlukla düz rotalarda etkinlik düzenliyoruz. 

Bunların dışında yalnızca takım sporcularının, tecrübeli sporcuların ve takım adaylarının katıldığı yüksek tempolu takım antrenmanlarımız oluyor. Bu sürüşleri içerdiği risk nedeniyle açık yapamıyoruz.

Gruba herkes katılabilir mi yoksa belli şartlar arıyor musunuz?

Takıma zaman zaman yeni sporcular katılıyor. Takıma üye olurken uyumlu ve pozitif bir takım arkadaşı olabilmesi öncelikli olarak aranan şartlar arasında yer alıyor. Ayrıca sporcunun isteği, azmi ve gelişmeye açık olması önemli faktörler. Bisiklet gerçekten zor bir spor ve hem zaman, hem enerji olarak yoğun özveri istiyor. Yoğun iş ya da okul hayatının yanında bu özverileri de pek az insan sağlayabiliyor.  Öte yandan grup sürüşlerimiz tüm yol bisikletçilerine açık olarak düzenleniyor. Takım üyelerimizin çoğunluğunu da bu tür sürüşlerle tanışıp kaynaştığımız arkadaşlarımız oluşturuyor.

Kalabalık bir grupsunuz ve sürüşlerde grup disiplinini nasıl sağlıyorsunuz?

Grup sürüşlerinden önce rota, tempo, atak yapılacak bölümler ve ufak güvenlik hatırlatmalarını içeren kısa bir brifing veriyoruz. İkili grup düzeninde seyrediyoruz ve grup içinde fren yapılmaması ve pedal kesilmemesi gibi hatırlatmaları zaman zaman yapıyoruz. Sürüş esnasında takım üyeleri gönüllü olarak görev alıp grubun temposunu belirleyerek bütünlüğünü sağlıyor. Ekip üyeleri sürüşte tek kulaklıkla telsiz sistemi kullanıyor. Grupta lastik patlaması gibi olası problemlerde telsiz ile haberleşerek grubun temposu düşürülüyor, lastik tamir edilip sorun yaşayan sürücü gruba yetiştiriliyor ve yeniden normal tempoya dönülüyor. Ataklar ise yalnızca belirlenmiş bölümlerde yapılıyor, böylece ataklardan sonra grubun yeniden toplanarak birlikte seyretmesini sağlıyoruz. 

Takım olarak başarılarınız nelerdir?

Kurulduğumuz günden bu yana ülke çapında UCI etaplı turlar, federasyon yol yarışları ve özel yarışlar olmak üzere onlarca yarışa iştirak ettik. 2018 ve 2019 boyunca girdiğimiz tüm yarışlarda sporcularımız en az bir kürsü derecesi elde etti. Başarılı sporcularımızdan Arzu SAĞNAK milli takıma seçilerek ülke dışında bayrağımızı temsil etmeye başladı. Bu yıl itibariyle katılmaya başladığımız UCI yarışlarındaki takım klasmanında, diğer milli takımlar ve profesyonel takımlar arasında 6. sıraya dek yükselen dereceler elde ettik. Son olarak Konya’da düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda Büyük Kadınlar Takım Klasmanı’nda Türkiye Şampiyonluğu, Büyük Erkekler Takım Klasmanında ise Türkiye İkinciliği kupalarını kaldırdık. 

Bölgenizde sürüş yapmak nasıl? Sıkıntılarınız ve beklentileriniz varsa onları alabilir miyiz?

İstanbul bisiklet sporu yapmak için çok zor bir şehir gerçekten. Bunun başlıca sebebi de trafik. Trafikte sürekli yaşanan tehlikeli yaklaşmalar ve kazalar bisiklete meraklı yetişkinleri ürkütüyor. Sporun gelişimi açısından daha da vahimi, veliler küçük yaştaki sporcu adaylarının böyle tehlikeli yollarda olmasını istemiyorlar ki haklılar. Çözüm olarak kapalı velodromların yapılmasının bisiklet sporumuzun tarihi içinde büyük bir dönüm noktası oluşturacağına inanıyorum. 

Dışarıda ise yalnızca bisiklet yollarının artmasının tek başına yeterli çözüm olacağını düşünmüyorum.  Öncelikle araç sürücülerinin daha bilinçli olması gerekli. Bu da sürücü kurslarında ve ehliyet sınavlarında bisikletin de yola ait bir taşıt olduğunu sıkı sıkıya vurgulamakla sağlanabilir. Ayrıca bisikletlinin can güvenliğini ilgilendiren cezaların da artması caydırıcı olacaktır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi trafiği çok yoğun bir şehir olan Londra’da da benzer sorunlar bir kaç senedir benzer yöntemlerle yavaş yavaş çözülüyor. 

Forma renginizin pembe olmasının bir nedeni varmı?

Pembe peloton içinde çok dikkat çeken bir renk. Ayrıca cinsiyet eşitliğini savunan bir grubuz, kadın ve erkek sporcularımızla renklerin cinsiyetinin olmayacağına inanıyoruz. 

Bisiklet severlere son olarak mesajınız nedir?

Yolda gördüğünüz diğer bisikletçilere selam vermeyi ihmal etmeyin, çünkü bir bisikletliyi en iyi başka bir bisikletli anlar.