En Farklı En Güzel Yerler

Maceralı yeni bir keşif rotasıyla yine birlikteyiz. En farklı en güzel yerlerde bu ay Kovada gölüne pedallarımızı çevireceğiz. Mayıs sayımızda Şarkikaraağaç’tan Eğirdir’e uzanan keyifli bir yolculuk yapmıştık. Kovada gölü rotasını okumaya başlamadan önce, dilerseniz Mayıs sayısındaki bu yazıyı okuyun. Ama bu yazıyı okumuştunuz… Haydi şimdi kaldığımız yerden devam edelim. 

Eğirdir’e varana kadar 122 kilometre boyunca, manzara eşliğinde, 1803 metre yükseltiye kadar pedal çevirmiştik. Eğirdir’e vardığımızda, 2 gece konaklamayı uygun gördük. 1. gün bir önceki günün yorgunluğunu atmak ve şehir merkezinde gezinip, Eğirdir’in buz gibi sularında serinlemek gerçekten çok keyifliydi. Eğirdir çevresindeki güzellikler bunlarla da sınırlı değil. Dilerseniz bir tekne kiralayıp, göl çevresinde tur yapabilirsiniz. Haydi şimdi 2. günün planı olan Kovada gölüne birlikte hazırlanalım. 

Eğirdir’in güneyinde bulunan ve sadece 29 kilometre uzaklıktaki Kovada gölü, sizi büyülemek için bekliyor. Biz bu tura hazırlanırken oldukça heyecanlıydık. Eminim sizler de bu turu planlarken çok heyecanlanacaksınız. Tekrar Eğirdir merkezdeki otelimize geri döneceğimiz için, bugün bizi yaklaşık 60 km’lik bir tur bekliyor. Yanımıza çok fazla eşya almamıza gerek yok. Yedek iç lastiklerinizi, yama setinizi, pompanızı kontrol etmeyi unutmayın. Eğer güzel fotoğraflar çekmek istiyorsanız ve bir fotoğraf makinanız varsa, sakın yanınıza almayı unutmayınız. Onun ağırlığı, varış noktasında değer katsayısını artıracaktır. 

Yolun tamamı asfalt, ancak bir kısmı mıcırlı asfalt olacağı için, konforlu bir sürüş istiyorsanız, lastik hava basınçlarınızı biraz düşürmenizde fayda var. Eğirdir merkezden çıktıktan sonra 4 kilometre boyunca Eğirdir-Konya karayolu üzerinde  seyir halinde olacaksınız. 4. kilometrede yer alan “Kovada Gölü Milli Parkı” tabelasından sağa doğru döneceksiniz. Parkurun büyük bir bölümünü, bu yol üzerinde pedal çevirerek geçeceksiniz. Yol boyu iniş çıkış neredeyse yok denecek kadar az. Yol boyunca yolun sağında ve solunda elma bahçeleri göreceksiniz.  Aralardan yola taşan kiraz ağaçlarına da denk gelebilirsiniz. Eğer gezi planınız Eylül – Ekim ayları gibi olursa, elma hasadı dönemi olduğu için, yol boyunca kamyon ve traktörle karşılaşma durumunuz olabilir. Bu yüzden dikkatli olmanızda fayda var. 

Yolun bu bölümünde yaklaşık 23 kilometre ilerledikten sonra, Kovada Gölü Milli Parkı yol ayrımına geleceksiniz. “Sütçüler” tabelasından sola dönmelisiniz. Sola döndükten sonra ise, rotanın en büyülü yerinde pedallarınızı çevireceksiniz. Yaklaşık 3 kilometre boyunca pedal çevireceksiniz. Ama bu 3 kilometre hiç bitmesin isteyeceksiniz. Sol tarafınızda Kovada gölü manzarası yol boyunca devam ederken, ağaçların gölge serinliğinin, kuş seslerinin, sizi gerçekten çok etkileyeceğini düşünüyoruz. Biz çok etkilenmiştik. Bu yolun keyfini doya doya çıkarmayı, bol bol fotoğraf çekmeyi sakın unutmayın.   

Biraz Kovada gölünden de bahsedelim.  Kovada gölü oldukça sığ bir göldür. Bu gölde yüzülmez. Benzersiz flora zenginliği ve yaban hayatı çeşitliliğinin yanı sıra, açık havada dinlenme ve eğlenme imkanları bakımından büyük potansiyele sahip olması, Kovada gölü ve çevresini milli park yapmaya yetmiştir. 6534 hektar büyüklüğündeki milli park ve çevresinde, doğa araştırması, kamp yapma, yürüyüş, manzara seyretme, kuş gözlemciliği ve tırmanma yapılabilmektedir. 

Kovada Gölü Milli Parkı içerisinde bulunan yaşı 200’den fazla, 3.12 metre çapında, çevresi 9.80 metre, boyu ise 21 metre olan Doğu Çınarı Anıt Ağacı’nı mutlaka görmelisiniz. Tabi ki bu anı ölümsüzleştirmeyi de unutmayınız. Daha sonra patika yollardan 100 m yürüyerek göl kıyısındaki iskeleye inebilirsiniz. Burada çok güzel fotoğraflar çekeceğinize eminiz. Yukarıdaki tesiste yemeğinizi yiyebilir, soğuk ve sıcak içeceklerini içebilirsiniz. Tesiste küçük bir müze de var. Burada yakalanmış yaban hayvanları, doldurulup sergilenmektedir. Bu müzede kısa bir gezinti yapabilir, hatıra defterine bir şeyler yazabilirsiniz. Sayfaları biraz geriye doğru çevirirseniz 15 Haziran 2018’de bizim yazdığımız yazıyı da görebilirsiniz. 

Eğirdir’e dönüş için, gün batımını beklemeden dönmenizde fayda var. Bölge sazlık olduğu için akşam saatlerinde sivrisinek istilasına uğramak istemezsiniz. Bir de Eğirdir’e kadar uzanan 23 kilometre boyunca yolda aydınlatma yok. Sizin ışıldaklarınız olsa da, akşam sürüşü için bisikletle seyir halinde olmak, biraz tehlikeli olabilir. 

Önümüzdeki ay pedallarımız nereye mi dönecek? Akyaka’dan başlayıp, önce Göcek, ardından Ölüdeniz’e pedallarımızı çevireceğiz. En farklı en güzel yerlerin, bir sonraki yazısında görüşmek dileğiyle, tekerinize taş değmesin…