Bisiklet Dostu Mekanlar

İstanbul’da dikkatimizi çeken bisiklet dostu bir yayınevi Zebraska Books and Bikes. O kadar cezbedici ki; hem kitap okuyup, hem kahveni içip, hem de bisikletinle birlikte gelebiliyorsun. Üstelik bisikletin hep gözünün önünde… Hal böyle olunca yayınevinin çıkardığı kitaplar da bisikletli kitaplar oluyor. Harika seçimler yaparak, çevirilerini yaptıkları ve yayınladıkları kitapların satışı yanında bu mekandan ücretsiz atölye ve “bike-fit” analizi hizmetleri de alabiliyorsunuz. Zebraska’nın doğuşu, amacı ve hedeflerini dinlerken bir rüyanın gerçeğe dönüşmesine tanık oluyorsunuz. Hep birlikte İbrahim Yılmaz’dan dinliyoruz.

Nasıl başladı?

37 yaşındayım, evliyim ve eşimle birlikte kızımızın sağlıkla aramıza katılmasını bekliyoruz. Zebraska Yayınevi’ni eşim Marion ile birlikte 2017 yılının Aralık ayında kurduk. Kendisiyle 2014-2015 yıllarında Türkiye’den Kamboçya’ya 2 yılda sürdürdüğüm bisiklet turu içinde Myanmar-Tayland sınırında bir köyde tanıştık. O bir mülteci köyünde annelik üzerine araştırmalarına devam ediyordu. Birbirimize ilginç gelen hikayelerimiz ona bir bisiklet alıp yolculuğa beraber devam etmeye karar vermemizi sağladı. Dolayısıyla bisikletin özel hayatımızda da büyük bir rolü var. Bisiklet üzerinde gezerken ziyaret ettiğimiz köylerde, şehirlerde hikayeler, masallar, efsaneler öğrendik. Aslında, masal toplama işine şans eseri yolculuğumun Pakistan bölümünde Saiful Malook Gölü kenarında başlamıştım. Gölün kıyısında gölün oluşumu ile ilgili yerel halktan bir peri masalı dinledim. Bu masalı farklı görsellerle blog sayfamda paylaştığımda çok güzel tepkiler aldım. 

Daha sonra yeni masallar, hikayeler dinlemeye ve anlatmaya değer ne bulduysam kaydetmeye başladım. Hikayelerden hayal gücümde beliren enstantaneleri sürüş sırasında gündelik hayatta yakalamaya çalışıyor, fotoğraflayıp blog sayfamda paylaşıyordum. Böylece o yöreye ait bir hikayeyi yine o yöreye ait görsellerle besleyerek sunuyordum. Yaptıklarım Marion’un da ilgisini çekmişti ve bir etnolog olarak o da bölgede birçok masal, efsane vb. hikayeler biriktirmişti. Zebraska’nın temellerinin işte o günlerde atıldığını söyleyebiliriz. Fiziki oluşumu içinse başka bir macera daha gerekiyordu: Turdayken, bir bisiklet dergisinde yolculuğumla ilgili bir yazı dizisi yazmaya başladım. Turumu bitirip Türkiye’ye döndükten sonra aynı dergide genel yayın yönetmeni sıfatı ile iki yıldan biraz daha uzun süre çalıştım. 

Dergideyken, okuduğum ve beğendiğim bisiklet kitaplarını derginin imtiyaz sahibi ile paylaştım, eserleri (bugün Zebraska’dan çıkan ilk dört eseri) Türkçeye kazandırıp, dergi üzerinden okurların beğenisine sunmak istemiştim. Ancak o noktada dergi yönetimi ile fikir ayrılıkları yaşamaya başladık. Eşimle durumu değerlendirdik ve Marion’un aşıladığı cesaretle Zebraska Yayınevi’ni kurduk. Yayıncılığa, Fransız yazar ve çizer Christian Lax’ın kaleme aldığı Velodrom Sincapları ile başladık. Çevremizde genel görüş kimsenin çizgi roman okumayacağı yönündeydi hatta bırakın çizgi romanı, herhangi bir bisiklet kitabına şans verilmiyordu. Evet ülkemizde kitap okuma alışkanlığı az ve ticari yönden düşünüldüğünde karlı bir iş değil ancak biz ipin ucunu yaktık ve ateş devam ediyor.

Yayınlarımız

“Velodrom Sincapları”, ülkemizde bisiklet üzerine yayınlanmış ilk çizgi roman. İkinci Dünya Savaşı sırasında işgal altındaki Fransa’ya bisiklet perspektifinden bakıyor. Yazar ve çizer Lax, gerçek karakterlerle, kurgu karakterleri bir araya getirerek sunduğu öyküde aynı zamanda velodrom yarışları hakkında okura birçok teknik bilgi de vermiş. Çizgi romanı çocuklara ait bir kategori sananlar için bakış açılarını değiştirecek bir eser diyebilirim. 

Daha sonra dünyada en çok dile çevrilen bisiklet kitabı, Tim Krabbe’nin yazdığı “Yarışçı” eserini çıkardık. Biz yayınladığımızda 9 dile çevrilmiş, 1978 yılında basılmış ve hâlâ yeni baskıları çıkmaya devam eden bir eserdi. Çevrildiği 10. dil de böylece Türkçe oldu. Kendi yaptığımız anketler içinde okurlarımız tarafından en beğenilen yayınımız olarak az farkla önde gidiyor. 

Yarışçı’yı, İskoç yazar Richard Moore’un yazdığı “Elveda Porsuk” kitabı takip etti. Belgeseli de çekilmiş olan bu eser, yazarının kendisini dünya çapında üne kavuşturan araştırmaları neticesinde ortaya çıkmış. 1986 Fransa Turu’nda aynı takımdayken birbirine rakip dönen Bernard Hinault ve Greg LeMond’un hikayesine ışık tutuyor. Bu rekabetin doğuşunu tetikleyen tüm unsurlar döneme damga vuran isimlerle yapılan röportajlarla desteklenmiş. 

Dördüncü yayınımız ise bir başka Fransız yazar Paul Fournel’in “Bisiklete Övgü” adlı eseri. Paul Fournel, Avrupa’da ünlü bir edebiyatçı ve Oulipo akımının ileri gelenlerinden. Kanımca bisikletin üzerindeyken ve değilken hissettiklerimiz bu kadar sade bir dille daha derin anlatılamazdı ve anlatılamayacaktır. Tüm eserler içinde benim çevirirken en keyif aldığım eser oldu. Yayınlarımızı eşimle birlikte çeviriyoruz ancak çeviri öncesi, süresince ve sonrasında doğru insanlardan destek alıyoruz. İlk dört eserde, Sarper Günsal ve İrfan Türetgen gibi isimlerin çok katkıları olmuştur mesela. 

Yayınevimizden çıkan en yeni eserimiz ise İrfan hocanın yıllarca süren araştırmaları ve çalışmaları ile ortaya çıkan “Ustasından Üstesinden” eseri. Yol bisikletinde performans alt başlığı ile yayınladığımız bu eserde İrfan Türetgen, her seviyeden kullanıcının yol bisikletinde performanslarını arttırmaları için bilimsel verilerle desteklediği bir yol haritası sunuyor.

Zebraska Books and Bikes

Bugüne kadar eşimle beraber maaşlarımızdan biriktirebildiklerimiz ve profesyonel işlerimizden ayırabildiğimiz zaman ölçüsünde Zebraska’da senede ancak bir yayın çıkarabiliyorduk. Her butik yayınevi gibi biz de çevirmeyi düşündüğümüz eserleri önce okuyor ve ancak beğendikten sonra yayınlamaya karar veriyoruz. Elbette bu yüzden okuyup yayınlamaktan vazgeçtiğimiz eserler de olunca vakit noktasında iki yayın arasındaki zaman aralığını açılabiliyor. 

Öte yandan okurlarımızın tepkisi tüm yayınlarımız için şimdiye kadar çok olumlu oldu. Tüm bu sebepler Zebraska’yı daha görünür kılmamız gerektiği sonucuna ulaştırdı. Tabi ki sadece 4 eseri olan bir yayınevinin sadece müşterilerine kitap sunduğu bir işletme olarak varlığını sürdürmesi mümkün değildi. Böylece “Books & Bikes” konseptiyle, İstanbul Avrupa yakasının en önemli antrenman rotası üzerinde ilk mağazamızı açmış olduk. Bu mağazada bisiklet, aksesuar, bisiklet giyimi gibi alternatifler sunarak yayınevinin bütçesini desteklemeyi düşündük. 

Ayrıca atölye hizmetimiz de var. Umarız pandemi süreci sona erer ve ağırdan aldığımız kafe kısmını canlandırabiliriz. Şu an sadece taze çekim filtre kahve servis ediyoruz ve elbette “al-git” olarak. Aktif bir bisiklet kullanıcısı olarak Zebraska’da bir bisiklet sevdalısının bir bisiklet mekanından beklentilerini karşılayacak yeterlilikte bir mağaza yapmak istedik. Bütçemiz dahilinde mütevazi bir kimliği var ve zamanla gelişmeye açık bir yer. 

Paylaşmanın esas kabul edildiği bu buluşma noktasında mağazamızı ziyaret edenler üzerinde herhangi bir satış baskısı oluşturmamayı ilke edindik. Ücretsiz hizmetlerimiz de var. Bunların başında ücretsiz bike-fit analizimiz geliyor. Bilgisayar kullanarak yaptığımız analizde bisiklet üzerindeki duruş pozisyonunu ortaya koyuyor ve kullanıcıya tavsiyelerde bulunuyoruz. Bu hizmetimiz daha çok başlangıç ve orta seviye kullanıcılar için. Kafe bölümümüz için boğaz manzaralı bir dış mekana da sahibiz. Bisikletçiler için dışardan kendi yiyeceklerini getirmeleri de serbest. 

Daha çok bisiklet kullanıcılarına dönük bir mağazayız. Herkese kapımız açık olsa da tercihimiz insanların bisikletleri ile gelmesi. Bu yüzden oturma alanını kapasitenin altında tutup insanların bisikletlerini gözlerinin önünde tutacakları güvenli alanlar oluşturduk. Zebraska Books&Bikes’ta eğer ek bir gelir elde edebilirsek bunu daha fazla kitap yayınlamak için kullanmayı planlıyoruz. Amacımız yayınevimizi büyütmek. Bisiklet dışında da yayınlarımız olacak fakat beğendiğimiz bisiklet kitaplarını yayınlamaya devam edeceğiz. İlgilenen herkesi bekleriz.