Bisiklette 11 ayın sultanı Temmuz ayı geldi ve gelmiş geçmiş en prestijli bisiklet turu “Tour de France 2019” geride kaldı. Bu yıl Sarı Mayo’nun 100.yılı. 1903 yılından beri 1. ve 2. Dünya Savaşı yılları dışında her yıl koşulan Tour’da sarı mayo ilk kez 1919 yılında giyilmeye başlanmıştı. Ayrıca gelmiş geçmiş en büyük bisikletli Eddie Merckx’in ilk Tour de France şampiyonluğunun 50. yıl dönümü sebebiyle “Tour” bu yıl ünlü yarışçının ülkesi Belçika’dan başladı. 

Bu yılın favorilerinden Tour’u 5. kez kazananlar arasına girmek isteyen C.Froome, Haziran ayında Dauphine etap antrenmanında kaza geçirmesi nedeniyle katılamadı. Bir başka favori Tom Dumoulin ise, Giro 2019’a veda etmesine yol açan sakatlığının devam etmesi yüzünden Tour’dan çekildi. 

21 etaptan oluşan toplam 3481 km’lik Tour de France 2019’da neler olmuş bir bakalım.

Etap 1 – Grand Depart

Tour’un bu yılki şanslı şehri Brüksel. Evet şanslı diyorum çünkü Fifa Dünya Kupası, Formula 1 vs gibi birkaç büyük organizasyon gibi Dünya’da çok ilgi gören Fransa Bisiklet Turu’nun Fransa dışında, kendi şehrinizde başlaması tanıtımınız açışından güzel bir fırsat. Tabi bunun bir de bedeli var. Brüksel Belediyesi bunun için ASO’ya yaklaşık 13 milyon avroluk bir ücret ödedi Bisiklet sporu açısından Brüksel’in başka bir önemi ise bisikletin anavatanı olması ve tabii ki gelmiş geçmiş en büyük bisikletçi Eddie Merckx. Merckx bu turu 1969, 1970, 1971, 1972 ve 1974 yıllarında kazanan ve daha birçok başarıya imza atmış; kazanmadığı ödül kalmadığından “yam yam” lakabını alan bir bisikletçidir. İlk Tour zaferinden 50 yıl geçmiş olmasından dolayı da ülkesi Belçika’nın başkenti Brüksel şehrinin önemi büyüktür.

Efsane Eddie Merckx’in bayrağı sallamasıyla 194,5 km’lik Bruxelles-Brussel etabı başlıyor. Yanlış anlaşılma olmasın; Bruxelles ve Brussel ayrı yerler değil. Etap Brüksel’den başlayıp Brüksel’de bitti. Brüksel şehrinde Fransız Valonlar’ı ve Flamanlar yaşadığından bütün yer isimleri iki dilde yazılıyor. Fransızca ve Felemekçe. 

Toplu sprint bitişi ile bitmesi beklenen etapta 4 kişilik bir kaçış grubu oluştu ve ilginç bir şekilde CCC takımı liderinin de kaçışına izin verdi.  Greg Van Avermaet bir Belçikalı olduğundan bu olay pelotonun bir jestiydi. Nitekim Greg şöyle bir kendini gösterdikten sonra pelotona geri döndü. Düz bir etap olduğundan bitişe kadar pek bir şey olmamasını beklerken 20 km kala genel klasmancı Fgulsang kötü bir kazaya karıştı ve yaralı şekilde etabı bitirebildi. Son kilometrelerde takımların sprinterlerini bitişe hazırlarken temponun yükselmesi ile Jumbo takımı sprinteri Gronewegen’in de içinde olduğu bir kaza oldu. Sagan, Ewan ve Teunissen arasındaki çekişme sonucu zafer sürpriz bir şekilde Teunissen’in oldu. Teunissen, etabı ve sarı mayoyu aldı. Gronewegen’in kazasından sonra sprintersiz kalan Jumbo takımında bütün gün neredeyse pelotonu çeken domestik Teunissen’ın buna rağmen güçlü kalıp etabı kazanması büyük başarıydı.

Etap 2 – Tren yapın gidin ama biz ne izleyeceğiz?

Yine Brüksel’deyiz. Takım zamana karşı etabımız Brüksel Kraliyet Sarayı ile Atomium arasında 27,6 kilometrelik. TT etabı olmasından dolayı pek heyecanı yaşanmadan biten bir etap oldu. Van Aert ve M.Tounissen gibi güçlü iki “rouleur”ü bulunan Jumbo Visma etabı, 57 km/s ortalama ile birinci bitirdi. Bu sonuçla M.Tounissen sarı mayosunu korumuş oldu.

Etap 3 – Bugün günlerden Julian Alaphilippe

Belçika’yı terk ediyoruz. Etabımız Binche’den başlayıp Tour’un ana vatanı Fransa’nın Grand Est bölgesindeki Epernay yerleşiminde sona eriyor. 215 km’lik etabımızda 3 tane üçüncü, 1 tane de dördüncü kategori tırmanışımız var. Klasikçiler için uygun bir etap gibi görünüyordu ve dolayısıyla gözler en formda klasikçi J.Alaphilippe’e çevrildi.

Starttan 10 km sonra peloton 5 kişilik bir kaçış grubuna izin verdi. 42 km kala kaçış grubundan T.Wellens atak yaparak solo bir kaçış yaptı. Wellens’in bu atağının nedeni etaptaki tüm KOM klasmanındaki puanları almaktı. Diğer 4 kişi pelotona geri döndü. 17 km kala QST öndeki temposu sonucu 15 km kala J.Alaphilippe solo atağını yapıyor ve  T.Wellens son yokuş kapısından geçtikten sonra yakalıyordu. Daha doğrusu sonradan Wellens yokuş puan kapısına mekanik sorunu yüzünden zar zor geldiğini öğrenyoruz. Zira puanları aldıktan sonra oracıkta duruyor. Bu yıl bahar klasiklerinde çok formda görünen Alaphilippe adeta kendisi için dizayn edilmiş etabı 26 saniye farkla kazanıyor. Sarı mayonun sahibi M.Tounissen kendisine uygun olmayan bu etapta gerilerde kalıyor ve sarı mayonun yeni sahibi, J.Alaphilippe oluyor. Ayrıca Fransızlar’ın 5 yıllık sarı mayo hasreti son bulmuş oluyor.

Etap 4 – Nerede bu saf sprinterler?

Şampanya şehri Reims’den üniversite kenti Nancy’ye doğru 215 km uzunluğunda düz ve toplu sprint bitişi ile bitmesi beklenen etabımız var. Tarihi görkemli Reims Katedrali’nin önünden sanal başlangıcı yapılan, son 20 km’ye kadar sıkıcı olması beklenen etabı, sarı mayonun sahibi QST‘den J.Alaphilippe’in de katıldığı başarılı bir sprint treni sonucu çok rahat bir şekilde E.Viviani kazanıyor.

Etap 5 – Ve Sagan Hulk’a dönüşür…

Saint Die Des Vosges’den Colmar’a uzanan 2 K2, 2 de K3’lük 175 km’lik bir etabımız var. Her ne kadar bol tepeli bir etap gibi görünse de sonundaki düzlük nedeniyle Sagan, Van Aert, M.Mattews, J.Alaphilippe gibi güçlü pedallar için bir toplu sprint bitişi bekleniyor. 

Start verildikten sonra 4 kişilik bir kaçış grubuna izin verildi. Kaçanların arasında KOM mayosu sahibi T.Wellens de vardı. Anladık ki Tour’un sonunda benekli mayoyu kazanmak istiyordu. Aslında benekli mayonun en büyük favorisi olan J.Alaphilippe’in sarı mayo sevdası yüzünden bunu şimdilik pek umursamadığı görüldü. 

Bitişe 35 km kala kaçıştan herkes yakalandı. J.Alaphilippe’in son tepe Cinq Chateraux zirvesinden önce atak yapıp etabı alması bekleniyordu ama sanırım enerjisini koruyup sarı mayoyu daha fazla taşımak asıl hedefi haline gelmişti. 22 km kala genel klasmancı bir dağ etabı olmamasına rağmen I.Zakarin geride kalmaya başladı.

Son km’lerde Rui Costa bir atak yapıp heyecan yaratsa da kısa sürdü. Rouleur bisikletçileri kapışması ile biten etabın galibi P.Sagan’dı. Sagan çok formsuz başladığı sezonda yeşil mayosuna etap kazanarak sıkı sıkıya sarılmış oldu. Sagan bu mayoyu en fazla (7 kez) kazanan bisikletçi unvanına biraz daha yaklaştı.

Etap 6 – Kaçış grubu iş başında 

ve sarı mayo el değiştiriyor

Mulhouse’dan başlayıp 160 km’lik kısa ama 6 adet kategorize, ki bunlardan 3’ü K1 olan ve sonunda 1. kategori Planche des Belles Filles zirve bitişi ile bitecek olan gerçek bir genel klasman etabımız var. 

Kaçış için uygun olan bu etaba 14 kişilik bir grup ile başlıyoruz. Kaçanlardan genel klasmanı çok tehdit eden biri yoktu. 120. Km’ye kadar tek dikkat çeken farkın gitgide açılmasıydı. Fark 7 dakikalara ulaştığında Giro 2019’da siklamen mayoyu kazanan J.Ciccone sanal klasmanda sarı mayoyu giyiyordu. Bunu umursayan tek takım Movistar oldu ve pelotonun temposunu artırdı ama buna rağmen fark 10 dk’yı buldu. Zirve bitişine yaklaşırken kaçışta sadece Ciccone, Wellens, Meurisse ve Teuns kaldılar. Sonra fark 4 dakikalara kadar indi. 4 km kala kaçıştan sadece Ciccone ve Teuns vardı, Meurisse biraz geride kaldı. Fark 3 dakika oldu ve Ineos takımı sazı eline aldı. G.Thomas’ın küçük bir gayretine rağmen bu üçlü yakalanmadılar. G.Ciccone etabı alabilecek gücü olmasına rağmen bisiklet sporundaki dayanışma ön plandaydı. Saatlerce birlikte çalıştığı Teuns’a ayıp edemezdi. Bunun sonucunda sarı mayoyu kendisi, etabı da kader birliği yaptığı Teuns kazanmış oldu. 

Ciccone genel klasmanda J.Alaphilippe’den çok geride olmadığından etabı onun 1:46 dk önünde bitirip sarı mayoyu devraldı.

Etap 7 – Bitmeyen etap yapmışlar

Belfort’dan Chalon sur Saoune’ye 3 tane kategorize kısa yokuşu olan, 221 km’lik toplu sprint bitişi ile bitmesi beklenen bir etabımız var. Ayrıca Le Tour 2019’un en uzun etabı.

6:02 Saat süren uzun sıkıcı etabın sonunda oluşan toplu sprintte, bitişi en önde geçen isim D.Groenewegen’di. Genel klasmanda bir değişiklik olmadı.

Etap 8 – İşte Premier Lig buu!! 

Pardon İşte TdF buu!! 

200 km’lik 7 orta ve düşük profilli tepelik etabımızda Macon’dan St. Etienne’e doğru ilerliyoruz. Tam bir klasik havasındaki etabımız 5 kişilik genel klasman tehdidi yaratmayacak bir kaçış grubu oluşmasıyla başlıyor. Kaçışın en önemli ismi bir kaçış uzmanı T.DeGendt’ti.

170. km’ye kadar vasat tempoda ilerleyen pelotona birden canlılık geldi. Bu tempoda dar yolların yarattığı dezavantaj ile arkalarda seyreden Ineos takımından 5 bisikletçi kendini bir anda yerde buldu. Önde olan Moscon’un bisikleti bu kazada kullanılamaz hale geldi. Önemli olan liderlerdi. G.Thomas’ın zincir problemini süper domestik Kiato kaş ile göz arasında halletti ve liderler zaman kaybı yaşamadan pelotonu kısa sürede yakaladı. Bu arada T.DeGendt 15 km kala kaçıştan bir atak yaptı. 12 km kala ise J.Alaphilippe pelotondan adeta bir ok gibi fırladı ve atağını yaptı. Geri kalan bölüm ona çok uyuyordu zira. Vatandaşının atağını çabuk sezen T.Pinot’da hemen tekerine yapışıp onu izledi. Kalan 12 km’de iki Fransız birlikte tempolu bir şekilde kaçışı yakaladı. Ama ileride bir de T.DeGendt vardı. T.DeGendt Flamme Rouge’u gördüğünde Fransız ikili inanılmaz bir şekilde inişteydiler.  

J.Alaphilippe çok iyi bir inişçi olduğundan Pinot ona ayak uydurmakta zorlandı. Son 1 km’de  T.DeGendt artık tükenmek üzereyken arkasındaki 2’liyi gördü ama yaptığı son gayret ile sadece 6 saniye önde etabı almayı başardı.  J.Alaphilippe etabı Ciccone’nin 20 saniye önünde bitirerek genel klasmanda ilk sırayı aldı ve 2 etap aradan sonra Sarı mayosuna kavuştu. J.Alaphilippe, Pinot’ya göre iyi bir sprinter olmasına rağmen kürsünün ikinci basamağını kendisinin sarı mayoyu geri almasında büyük yardım sağlayan vatandaşına bıraktı. 13 Temmuz gününde koşulan bu etap Bastille Günü arifesinde Fransızlar için büyük gururdu. 

Etap 9 – Fransa’nın en güzel bölgelerindeyiz.

Saint Etienne’den başlayan etabımız 170 km boyunca muhteşem doğal güzelliklerin içinden geçerek Allier Irmağı’nın kıyısındaki Brioude’de sona eriyor. 

Kaçış için uygun olan etabımızda 14 kişi kaçmayı başarıyor. Kaçış için en zorlu yer ortalama %11, bazı bölümlerde %19 eğime sahip 3,2 km’lik Aurec sur Loire duvarıydı. Beklenen oldu ve zirvede kaçıştan sadece 6 kişi tutunabildi. Bu arada pelotona kaçışa izin verip ihtiyaç gideren Rui Costa kaçışa yetişmeye çalıştı ama başaramadı. Zaten kaçış onu beklemedi ve pelotona geri döndüğünde ise neredeyse bütün bisikletçilerden fırça yedi. Etabın sonlarına doğru yaklaşırken kaçışta çeşitli atak denemeleri başarısız oldu ve 12 km kala Impey, Roche ve Benoot son tepe zirvesini birlikte geçtiler. Flamme Rouge geçilir geçilmez Benoot atak yapıyordu. Onu takip eden Impey son metreleri önde geçip etabı kazanıyordu. Etap sonunda genel klasmanda bir değişiklik olmadı. Sarı mayo Fransız Ulusal Bayramı Bastille Günü’nde J.Alaphilippe’in üzerinde kaldı.

Etap 10 – Genel klasmancılar dikkat! 

Çapraz rüzgâr var!

Saint Flour’da Albi’ye 217,5 km’lik toplu sprint bitişi ile bitmesi beklenen etaba 5 kişilik kaçış grubuna izin verilmesi ile başladı.

Son 38 km’ye kadar çok önemli bir gelişme olmayan etapta EF takımı çapraz rüzgârların avantajını kullanıp genel klasmancıları dökmek için önde çok güçlü bir tempo yapmaya başladı. Oluşan eşelonlar ve bordürler sonucunda 2 km içinde peloton bölünmeye başladı bile. Tam bu sırada bunu fırsat bile “kurt sürüsü” (DQT) öne geldi tempoyu daha da artırdı. Bu ilk ateşi yakan EF takımına yaramadı bir anda kendilerini arkalarda buldular ve enerjileri çok düştü. Nitekim takım olarak önden koptular ve bu da liderleri R.Uran için iyi olmadı. Adeta kendi kazdıkları kuyuya düşmüş oldular. Pelotonda bölünmeler devam etti ve 20 km kala Pinot, Porte, Fuglsang gibi genel klasmancıların da içinde bulunduğu grup önden kopmaya başladı. Ineos’un da katılımıyla öndeki grup tempoyu daha da artırdı. Ve artık sprint trenlerinin oluşması ile Sunweb, Bora ve DQT önde çalışmaya başladılar. 

DQT sprinterleri Viviani’yi çok iyi bitişe hazırlamasına rağmen başarısız oldular ve etabı aslında saf bir sprinter olmayan ama çok tempolu bir günde çok güçlü kalması doğal olan güçlü klasikçi Van Aert kazandı.

Çapraz rüzgarlar yüzünden Pinot, Uran, Porte, Fuglsang 1.40 dk, Landa ise rüzgar ile alakası olmadan mekanik sorun ve ayrıca yaşadığı kaza sebebiyle 2.09 dk’lık zaman kaybettiler. Etap sonunda Pinot’nun geri kalmasının asıl sebebinin, asimetrik kavşakta kendini bir anda uzun olan tarafta bulup önündeki bisikletlerin tekerini kaybetmesi olduğunu öğrendik.

Çok beklentisi olmayan bu etap belki de Tour’un gidişatını değiştirdi. Önemli genel klasmancılar zaman kaybedip, Puan mayosunda Sagan’ın en büyük rakibi belki de son şansını değerlendiremeyip çok geride kaldı. 

Gün sonunda puan ve genel 

klasman şöyleydi:

1 J.Alaphilippe 43:27:15 

2 G.Thomas 0:01:12 

3 E.Bernal 0:01:16 

4 S.Kruijswijk 0:01:27 

5 E.Buchmann 0:01:45 

6 E.Mas 0:01:46 

7 A.Yates 0:01:47 

8 N.Quintana 0:02:04 

9 D.Martin 0:02:09 

10 G.Ciccone 0:02:32 

11 T.Pinot 0:02:33 

12 P.Konrad 0:02:46 

13 R.Uran 0:03:18 

Puan klasmanı ise:

1 P.Sagan 229p

2 M.Matthews 167p

3 E.Viviani 153p 

4 S.Colbrelli 151p

Etap 11 – Dinlendik. Bir gün daha dinlenelim.

Dinlenme gününün ardından Albi’den Toulouse’a 167 km’lik genel klasmancılar için ekstra dinlenme günü sayılan, toplu sprint bitişi ile biten etabımız vardı. Doğal güzellikleri görmek dışında sadece N.Terpstra’nın abondane olması ödemliydi. Etabı kazanan C.Ewan oldu. Bu Ewan’ın ilk kez katıldığı TdF’da kazandığı ilk etabıydı.

Etap 12 – Rohan Süvarileri de ortadan kaybolurdu 

12. günde 209,5 km’lik Toulouse şehrinden başlayıp 2 tane birinci kategori yokuşu bulunan Bagneres de Bigorre’de iniş ile biten bir etabımız vardı.

Herkesin kaçışa girmek istemesi yüzünden uzun uğraşlar sonucu yaklaşık 40 kişilik bir kaçış grubuna mecburiyetten izin verildi.

Etabın son çeyreğinde herkesi şok eden bir haber geldi. Rohan Dennis ortalarda yoktu. Ancak yarım saat sonra bir iyi, bir kötü haber geldi. İyi haber Rohan Dennis’in sağlıklı olmasıydı. Kötü haber yarışı bıraktığı bilgisiydi. Daha sonra öğrendik ki takım ile arasında sorundan dolayı yarışı bırakmış. Bir sonraki gün bir zamana karşı etabı vardı ve Dünya Zamana Karşı Şampiyonu R.Dennis’in etabı almasına kesin gözü ile bakılıyordu.

Sonlara doğru kaçış grubunda uzun süre ataklar gerçekleşti ama son atağı S.Yates ve Mühlberger yaptı ve Yates son metrelerdeki ekstra atağı ile bitişi önde geçti. Genel klasmanda önemli bir değişiklik olmadı.

Etap 13 – Zamana Karşı etabı 

bu kadar zevkli miymiş?

Bask bölgesinin etkisindeki Pau’dayız. Pau sokaklarında 27,2 km’lik bir bireysel zamana karşı etabı. 

Genel klasman lideri  J.Alaphilippe’in bu etapta ne yapacağını kimse bilmiyordu. Zira daha önce hiç genel klasmanda yarış-madığından TT etaplarını önemsemeyenlerdendi. J.Alaphilippe, zaman ölçüm noktalarında De Gent ve  G.Thomas ile hemen hemen aynı zamanda olmasına rağmen 300 m’lik %17’lik yokuşu patlayıcılık özelliği ile çok hızlı çıkarak zaman farkı yarattı. Hem etabı aldı hem de sarı mayoyu korudu. Günün üzücü olayı Jumbo Visma’nın başarılı sürücüsü Van Aert’ın belki de etabı kazanabilecekken kaza yapıp abandone olmasıydı.

Team Sky’an (Team Ineos) 2012 yılından beri TdF’da C.Froome’un abandone olduğu 2014 hariç daha önce hiçbir zaman 14 etap sonunda sarı mayo kazanamadığı olmamıştı.

Bireysel zamana karşı etapları bisiklet izleyicisi için genelde sıkıcı olur ama bu etap o kadar heyecanlıydı ki anlatılmaz izlenir gerçekten.

Etap 14 – İlk 3 gün Bardet’yi ben de destekledim

Yine Pireneler’deyiz. Bir tane 4. Kategori, iki tane de 1. kategori tırmanışımız sonunda meşhur Tourmalet zirve bitişi ile biten 117 kilometrelik bir etap.

Etap başlar başlamaz uzun süren kaçış grubu çalışmaları başladı. Uzun sürmesinin sebebi kaçanlar arasında Sagan ve Nibali’nin de olmasıydı. Sagan 20 puanlık sprint kapısını ilk geçip puanların tamamını almak istemesi nedeniyle takipçisi Viviani’yi korumak için DQT önde tempo yapıp Sagan’ı kaçırmak istememesi kaçış grubunun oluşma süresini uzattı. Nibali ise genel klasmanda çok gerilerde olmasından dolayı artık etap, hatta dağların kralı mayosunu kovalamak istiyordu. Uzun uğraşlar sonucu Sagan ve Nibali’nin de içinde olduğu 17 kişilik kaçış grubu oluştu.

İlk 1. kategori tırmanışın yarısında Romain Bardet pelotondan geride kalıp hayal kırıklığına devam ediyordu. 

Yokuş kapısına geldiğimizde beklenen oldu ve Nibali puan kovalamaya başladı ancak KOM mayosu sahibi Tim Wellens yine 10 tam puanı almayı başardı. İkinci geçen Nibali’ye 8 puan kaldı.

Beklenen oldu ve yokuşlu bölümlerde Sagan kaçış grubunda hiç tutunamadı 35 km kala pelotona geri döndü 31 km kilometre kala geçilecek sprint kapısı yaklaştığı için pelotonu artık Sagan çekmeye başladı. Ve kaçıştan kalan 7 puan ile yetindi. Bitişe 21 kilometre kala Tourmalet tırmanılmaya başlandı. 12 km kala önemli genel klasmancı D.Martin, Movistar’ın temposu ile geride kalmaya başladı. Bu arada Movistar takımının unuttukları bir şey vardı. Kendi liderleri N.Quintana da tempoya dayanamayıp düşmeye başladı. Bu nedenle tempoyu kestiler. Takımda bunu tek umursamayan M.Landa’ydı. “Free Landa” sloganı gerçek oldu ve Landa aldırmayıp temposunu sürdürdü. Zirve yaklaştıkça heyecan artmaya başladı ve ilk büyük heyecanı Pinot takım arkadaşı D.Gaudu ile birlikte atağa kalkarak yaptı. Son 1 kilometre kala Pinot, Alaphilippe, Landa, Bernal önde kaldılar ve Thomas geride kalmaya başladı. Son metrelere kadar heyecan devam etti. Pinot bu gruba da atak yaparak bitişi en önde geçti ve geçerken de o Saint-Etienne’de şanssız bir şekilde kaybettiği 1:40dk’lık zamanı düşünüp ah çektiğinden eminiz. Bitişi 2. sırada Alaphilippe geçti ve sarı mayosunu korudu. Bugünün zaman kaybedenleri arasında en önemli isim G.Thomas oldu. Ineos takımının 7-8 senedir gördüğümüz yarışı sürekli kontrolünde tutan tempolarından eser olmadığını gördük. Buna karşı G.Thomas etap sonrasında verdiği röportajda “Hep kendi tempomda çıkmaya çalıştım” diyerek kendinden emin bir şekilde o alıştığımız Sky takımı disiplininde yarışı sürdürdüğünü ima etti. Aslen saf yokuşçu olmayan Julian Alaphilippe inanılmaz işler yapmaya devam ediyor. Ancak Tour’un bundan sonrası neredeyse yüksek irtifalarda geçecek olması bize JUJU’nun bunu ne kadar devam ettireceğini düşündürtmedi değiL.

Etap 16 – Size ASO’dan sürpriz var.

Dinlenme gününün ardından Nimes’den Nimes’e 177 km’lik düz ve toplu sprint bitişi ile bitmesi beklenen bir etaptayız. ASO’nun Alpler öncesinde etabı bir daire şeklinde tasarlamasının sebebi, Nimes yaylalarında çapraz rüzgârların etabı ve dolayısıyla genel klasmanı etkilemesiydi. Yani etabın tıpkı St.Etienne’deki gibi keyifli geçmesiydi. Ancak takımlar derslerini iyi çalışmışlar ki zaman zaman temponun çok çok artmasına rağmen son metrelere kadar hiçbir aksiyon olmadı ve ASO’nun sürprizi bozuldu. Son metrelerde Calep Ewan’ın uzun ve patlayıcı sprinti ile etabı kazanması etabın tek keyifli anıydı. Bu arada J.Fuglsang’ın bu turda ikinci kez kazaya karışıp abandone olması keyifleri kaçırdı. Genel klasmanda büyük değişiklik olmadı ve J.Alaphilippe sarı mayosunu korudu.

Etap 17 – Genel klasmancılar 

bugün de dinlenin. Ki daha Alpler var.

Alpler’e doğru yolculuğumuz sürüyor. Pont du Gard’dayız. Fransanın güney doğusunda, Alpler’in eteğindeki Gap şehrine 200 km’lik bir yolculuğumuz var.  İkişer adet 4. ve 3. kategori tırmanışı olan ve sonunda inişle biten tam klasikçiler için uygun olan etap. Tabi ki akıllara yine Alaphilippe geldi. Ancak hem sarı mayosunu korumak hem de kaçış grubunu çok fazla olma ihtimalinin yüksek olmasından dolayı ve ayrıca Alpler’e enerji saklamak için ondan daha defansif bir yarış bekliyorduk. Nitekim öyle de oldu.  Tam 33 kişinin kaçmasına uzun süre direnilerek sonunda izin verildi. Zaman zaman parçalanan kaçıştan Col de la Sentinelle’deki son atağı ve iyi bir iniş performansı ile etabı M.Trentin kazandı. Genel klasmancılarda önemli bir zaman kaybı yaşanmadı. J.Alaphilippe sarı mayosunu korudu. Etap sırasında T.Martin ile L.Rowe arasında küçük bir gerginlik yaşandı. Fiziki müdahalelerin tehlike yarattığı gerekçesiyle ikili Tour’dan diskalifiye edildiler. 

Etap 18 – Siz iyi tırmanırsınız 

ama ben de çok iyi inerim… 

Dananın kuyruğunun kopacağı 3 günlük Alpler etabının ilk ayağı olan toplam 208 km’lik Embrun’dan 2 tane “Hors Catégorie” tırmanışı bulunan ve Galibier’nin zirvesinden sonra iniş ile Valloire’da bitecek güzel bir etabımız var.

Jumbo ve Ineos takımlarının en önemli domestikleri diskalifiye edilmiş olması nedeniyle  S.Kruijswijk, Bernal ve G.Thomas’ın performanslarını nasıl etkileyeceği merak ediliyordu.

Etaba 34 kişilik ilginç bir kaçış grubu ile başladık. Kaçanlar arasında A.Yates, Quintana ve Bardet de vardı. Genel klasmanda geri kalan A.Yates, N.Quintana etabı almak istiyordu. Bardet ise “Dağların Kralı Mayosu”nu hedefliyordu artık. Zira iki hors kategori yokuşun zirvesinde de KOM puanları çok yüksekti. Peloton uzun süre bu gruba izin vermese de sonunda pes etti.

80 km kala ilk hors kategori tırmanış başladı ve tempolar ile kaçış grubu fire vermeye başladı. Col d’izoard’ın zirvesini ilk geçen Caruso 40, ikinci geçen Bardet 30 puan aldı. Zirve geçildiğinde içinde Quintana, Bardet, Yates’in de bulunduğu kaçışta sadece 9 kişi kaldı. 2642 m irtifada bulunan, 23 km, %5,1 ortalama eğimli ikinci HC Galibier tırmanışı başladı. Tırmanışın ortasında  N.Quintana kendisinden hep beklenen atağı sonunda yaptı ve Galibier’in zirvesini önde geçip inişten sonra da etabı kazanan isim oldu.

Diğer taraftan içinde sarı mayonun da bulunduğu pelotonda tempo arttı ve  J.Alaphilippe geride kalmaya başladı. Herkesi bir “acaba sarı mayo gidiyor mu” düşüncesi sardı.  Galibier zirvesine geldiğinde J.Alaphilippe’de enerji kalmamıştı. Ancak müthiş bir iniş performansı ile pelotonu ve sarı mayo klasmanındaki rakiplerini yakaladı ve zaman farkını yine korumayı başardı. 

Dikkat çeken bir şey vardı; J.Alaphilippe genel klasmancılar arasında tek disk frenli bisikleti kullanandı ve bu ona her virajda çok geç fren yapma avantajını getirdi. İnişte adeta Moto Gp pilotu gibi inerek etabın keyfine keyif kattı.

Etap 19 – Olaylar, Olaylar! 

Ve Fransızlar yine kaderine küstü.

Saint Jean de Maurienne’den başlayan 2 HC tırmanışı olan 126,5 km’lik etabımız Tignes’de bitecekti. 

Start verildikten hemen sonra  T.Pinot sağlık aracına geldi. Anladık ki, bir gün önceki etapta bir kaza riskinden kaçarken bacağını gidona çarpmış. Bu onda ciddi bir kas travması yarattığından hemen yokuş ile başlayan etapta zorlanacağını ve devam edemeyeceğini anladı. Göz yaşları içinde etaba ve Tour’a veda etmek zorunda kaldı. 

35 kişilik bir kaçış grubu ile devam eden etapta ilk HC tırmanışta Ineos takımının müthiş temposuyla kaçıştaki birçok isim pelotona geri döndü. Kaçışta sadece Uran, Nibali ve S.Yates kaldılar ve Col de Ilseran zirvesini geçtiler.

Peloton ise Col de Ilseran’ın zirvesine yaklaşırken genel klasmanda beklenen heyecan geldi ve G.Thomas atak yaptı. Bu atak hemen “lider, G.Thomas mı Bernal’mı acaba” dedirtti. Ama kısa süre sonra bu defa Bernal atağını yaptı hem rakiplerine hem de sarı mayoya fark açmaya başladı. Bu arada saf yokuşçu olmayan, üstüne bir de hiç yokuş domestiği olmayan  J.Alaphilippe geride kalıp zaman kaybetmeye devam ediyordu. 

Bernal  Col de Ilseran zirvesini geçtiğinden kısa bir süre sonra inişindeki Val Disere’de yoğun dolu yağışı ve toprak kayması ile yolun kapandığı haberi geldi. Bunun sonucunda yarış direktörü Christian Prudhomme etabı nötralize ettiğini açıkladı. Son ölçüm noktası Col de Ilseran’ın zirvesi bitiş olarak kabul edildi. Bu durumda Bernal J.Alaphilippe’in 45 saniye önünde  genel klasman liderliğine yükseldi. 

Bütün bu gelişmelerden en çok zarar gören J.Alaphilippe’ti belki de. Zira iyi bir inişçi olduğundan Col de Ilseran tırmanışında kaybettiği zamanı inişte geri alabilecekken etap iptal olmuştu.

Etap klasmanı açıklanmadı. Ama genel klasman yeniden şekillenmiş oldu. En önemlisi sarı mayoyu giyen en genç Kolombiyalı E.Bernal tarihe geçti.

Etap sonu genel klasman şöyleydi:

1 E.Bernal 

2 J.Alaphilippe 0:45

3 G.Thomas 1:03

4 S.Kruijswijk 1:15

Etap 20 – Yine kötü hava

Fransa Bisiklet Turu’nun son dağlık etabı kötü hava şartlarından dolayı kısaltıldı. 59 km’lik etap Albertville’den 2365 m’deki Val Thorens’de sona erdi. 

Her ne kadar kısa bir etap olmasına rağmen kürsüde olabilme ihtimali olan J.Alaphilippe Jumbo Visma takımınından güçlü dağ domestiği DePlus’un temposu ile geride kaldı. Böylelikle S.Kruijswijk’ı bir anda genel klasmanın 3. basamağına yükselirken gördük. Genel klasmanda üst sıralarda olan yarışçılar risk almazken Movistar takımı takım klasmanını kazanmak için ataklar denedi ve başarılı da oldular. Valverde ve Landa takım klasmanı için yeterli zamanları alırken kürsünün ilk basamağında ise muradına son etapta eren “Messina Köpek Balığı” V.Nibali vardı.

Etap 21 – Akşam güneşinin ışıklarıyla muhteşem görüntüler oluşan Paris’te olmak vardı 

Geleneksel Paris Şanzelize’de son bulan kutlama ve sonunda toplu sprintle biten etap bu yıl Saint-Folur’dan başladı. 150 km’lik etabın ilk 100 km’si gelenek halini alan şekilde lay lay lom bir şekilde geçti. Zira tüm klasmanlarda mayolar sahiplerini bulmuştu. 

Etabın akşamüzeri başlaması artık yeni bir geleneği başlatmış olabilir. Zira güneşin ufka doğru alçalması ile Paris’in güzelliklerine güzellik katması büyük bir göz zevki yarattı. 

Kutlamalar, şampanyalar, şakalaşmalar, fotoğraflar derken son 50 km ile pelotonun temposu artıp yarış başladı. 8 turluk Şanzelize criterium segmentinde yüksek patlayıcılığı ile C.Ewan bitiş çizgisini ilk geçen oldu. 

Etabı sorunsuz bitiren E.Bernal şampiyonluğunu resmen ilan etmiş oldu.

Mayolar:

Sarı Mayo: Egan Bernal

Yeşil mayo: Peter Sagan

Benekli mayo: Romain Bardet

Beyaz mayo: Egan Bernal

Takım klasmanı: Movistar

Super Combatif: Julian Alaphilippe 

“Tour de France, 180 kişinin yarıştığı, sonunda Team Sky’lı bir sürücünün kazandığı bir turdur”

Şampiyon yine Team Sky (Team Ineos)’dan çıktı. 2010 yılında kurulan Team Sky yol bisikletine getirdikleri “marginal gains” ilkesi ile yeni sistemler ve sonucunda sürekli gelişme sağladı. Üzerine koyarak gelişti. Bunun sonucunda 2012’den başlayıp 8 yılda 7 şampiyon çıkarmış oldu.

Tarihin ilk Kolombiya’lı TdF şampiyonu

Ülkesinde 2500 irtifalarda büyümüş E.Bernal İtalya’da yapılan Dağ Bisikleti Şampiyonası’nda Gianni Savio tarafından keşfedilmiş ve 2 yıl önce Team Sky’a 300bin avroya satılmıştı. E.Bernal yol bisikletine fırtına gibi girip 2 yıl içinde tüm yeteneklerini gösterdi. 2018 sezonunda San Sebastian yarışında yaşadığı büyük bir kaza ile burun kırığı ve neredeyse tüm dişleri kırılan E.Bernal’in şansızlıkları 2019 sezonunda da devam etti. Giro’ya takım lideri olarak hazırlanan Bernal’in Giro 2019’u çok rahat kazanacağı ön görülüyordu ancak 15 gün kala düşüp köprücük kemiğini kırdı. 22 yaşındaki Bernal iyileştikten sonra TdF 2019 liderlerinin yokuş domestiği olarak hedef belirlenirken Froome’un kaza yapıp sezonu kapatmasıyla kendini bir anda takımın iki liderinden biri olarak buldu. Bu sene gerçekten onun için rüya gibi devam etti. Paris-Nice, TdSuisse ve TdF’ı bir sezonda kazanan tarihteki ilk isim oldu. 

Tour’u kazanan ilk Güney Amerikalı olmasının yanı sıra sarı mayonun 100 yıllık tarihinde en genç sarı mayo giyen sporcu oldu. Ayrıca beyaz mayonun da sahibi oldu. Önümüzdeki belki de 10-15 yıla damgasını vurabilecek bir yıldız doğmuş oldu.

J.Alaphilippe çok büyük renk kattı

Bu sezon en önemli bahar klasiklerinden Milan San Remo, Strade Bianche ve Fleche Wallonne’u kazanan  J.Alaphilippe aslında Tour’a her yıl olduğu gibi KOM mayosunu almak ve 2-3 etap galibiyeti için gelmişti. Ancak bu sezonki olağanüstü formu ile birlikte daha 3. etapta galip geldi ve zaman farkı yaratıp Sarı Mayoyu giydi. Adeta mayosu ile aşk yaşayarak 14 etap taşımayı başardı. Ancak Alpler’e gelindiğinde saf bir yokuşçu olmadığından ve ayrıca DQT bir yokuş takımı olmaması ile mayoya veda etti. TdF 2019’da tüm bisiklet severlerin gönüllerini fethetti.  Genel klasman kürsüsünü son anda kaybetmesine rağmen Tour’un SuperCombatif (En savaşçı bisikletçi) ödülüne layık görüldü.

Sagan! Şakacı Sagan

2019 sezonuna geride bıraktığı yıllara göre çok çok formsuz giren Sagan uzmanlık alanlarından bahar klasikleri dahil neredeyse elle tutulur bir şey yapamadı. Artık tek hedefi kalmıştı Fransa Bisiklet Turu tarihinde yeşil mayoyu en çok kazanan ismi olmaktı. Tour’a geldiğinde Eric Zabel ile paylaştığı 6 kez yeşil mayoyu kazanma rekorunu 316 puan toplayarak kırmış oldu. Onun dışında bolca eğlendi, eğlendirdi. 

Fransızlar’ın hayal kırıklığı R.Bardet

Bekleneni gene vermedi. Fransızlar’ın yıllardır şampiyonluk beklediği Bardet, her ne kadar Polkadot mayoyu kazanmış olsa da asıl hedefi olan TdF şampiyonluğuna yine yaklaşamadı. Tour bittikten hemen sonra şunları söyledi: “Bir şeyleri yanlış yapıyorum. Beslenmeden antrenmanlarıma kadar her şeyi gözden geçireceğim” 

Acısıyla, tatlısıyla, parkuruyla, doğal, tarihi ve kültürel güzellikleriyle, hüznüyle, gözyaşları ile dolu tarihin en güzel ve heyecanlı turlarından olan Fransa Bisiklet Turu 2019 sona erdi. Sporla kalın, hoşça kalın.

Mustafa Varol Aşıbol