Enerjisi yüksek, içi içine sığmayan, bisikletine aşık, çok özel bir pedallı yaşamı sizlerle paylaşıyoruz.

– Ozan öncelikle seni kısaca tanıyabilir miyiz?

Merhaba ben Ozan Yavuz, 20 yaşında profesyonel bisiklet sporcusuyum. Markalarla çalışıyorum. Aynı zamanda sosyal medyada, Instagram hesabında onların tanıtımlarını yapıyorum. Ürünlerin tanıtımlarını yapıyorum. Formamda isimlerini taşıyorum. Bu şekilde ulusal, uluslararası, özel yarışlara katılıyorum. Dağ bisikletinde ve yol bisikletinde yarışıyorum. Tabii daha çok yol bisikletinde yarışıyorum. 

– Bisiklete kaç yaşında başladın?

Ben 15 yaşında başladım bisiklet sürmeye. Aslında eski yüzme sporcusuyum. Çocukluğumda çok uzun yıllar yüzme ile uğraştım. Fakat daha sonra antrenörüm büyük bir kaza geçirdi, benim böbrek rahatsızlığım çıktı ve bırakmak zorunda kaldım. 15 yaşındayken, lise 2-3 gibi bir bisiklet aldım. Yol bisikletiydi. Çok heves etmiştim. Benim için çok büyük anlamlar taşıyordu. Daha sonra çevremdeki insanlar “Ozan sen çok hafifsin, çok iyi yokuş çıkarsın” diyerek beni yönlendirdiler. Bu şekilde beni yönlendirdiler ve yokuşlara karşı bir ilgim oluşmaya başladı. Daha sonra yokuş çıkmaya başladım. Daha fazla yokuş istedim. Uzun turlar yapmaya başladım. Derken 2017 senesinde “artık Ozan yarışa katılmalı” oldu. 

Maddi durumum yoktu. Aile desteğim yoktu yeterince. Yarışları karşılayamayacaklardı. Bunun için bir dosya hazırladım, kız arkadaşımla. Onunla beraber böyle bir yola girdik. Dosyamı firmalarla paylaştık. 200’e yakın firmaya mail atmışızdır. Sports International geri dönüş yaptı ve onlarla sporsorluğumuz başladı. Sonra ben her yarışa gitmeye başladım. Her özel yarışa gidiyordum. Daha sonra her yarışta da kürsü yapmaya başladım. Her yarışta kürsü yapıp üzerime bayrak, logo açınca markaların hoşuna gitmeye başladı ve 2018 yılında yeni markalar ekledik. 

Maalesef Haziran ayında büyük bir kaza yaptım. Yüzümdeki üç kemik kırıldı ve vidalandı. Şu anda yüzümde 9 tane vida ile yaşıyorum. Öyle bir kötü anım oldu. Kısa bir süreydi. Ameliyatımdan hemen sonra tekrar yarışlara girmeye başladım. Hemen kürsüler gelmeye başladı. Artık dedim ki; “çok hevesliyim, ben bu işten daha fazla para kazanabilirim”. 

Burada karşımıza federasyon yarışları çıkıyor. Artık bölgesel yarışlardan ziyade ulusal ve uluslararası yarışlara girmek lazımdı. O şekilde, ne yapmam gerektiğini, lisansın nasıl çıkacağını, ne olması gerektiğini, hangi ekipmana ihtiyacım olduğunu araştırdım. 2019 yılında da federasyon yarışlarına girmeye başladım. 2019’un sonu, 2020’nin başında milli takım hazırlık kampına davet edildim. Sonra Ocak ayının başlarında ikinci kampa davet edildim. Ardından hemen bir uluslararası turda yarıştık, ardından ulusal sezon açılışında yarıştık ve daha sonrasında araya pandemi girdi. 

Başlama ve bugüne gelme hikayem böyledir. Şundan bahsetmek istiyorum: Aslında nasıl başladığım değil de, günümüzde profesyonel bir antrenör eşliğinde çalışıyor olmam, antrenmanlarım programlı bir şekilde gelmesi, ne yapmam gerektiği, nasıl ilerlememiz gerektiği, koyduğumuz hedefe göre gelmesi daha önemli. Ben bunları uyguluyorum ve son bir yıldır kendimde müthiş bir değişim fark ediyorum. 

Hevesim, motivasyonum çok fazla ve artık hedefler de değişmeye başladı. Burada sevgili antrenörüm Kerim Sükan’a da çok teşekkür ederim. 

Hevesim, motivasyonum çok fazla ve artık hedefler de değişmeye başladı. Burada sevgili antrenörüm Kerim Sükan’a da çok teşekkür ederim. 

– Haftada kaç kilometre bisiklet sürüyorsun?

Benim için kilometre değil de daha çok saat üzerinden gidebiliriz. Haftada, sezon içerisinde, yani 11 aylık bir sezon içerisinde, base döneminde, yarış öncesi dönemde ve yarış döneminde ortalamalarını alırsak, 15-20 saat antrenman yapıyorum.  Bunun içerisinde kuvvet antrenmanları da var. Bisiklet antrenmanları da var. Sadece bisiklet antrenmanları ile bir yere kadar gidebiliyoruz, kuvvet antrenmanları olmazsa olmaz. 

– Bir beslenme uzmanın var mı?

Beslenme uzmanım yok ve bu konuda araştırmalar yapıyorum. Belirli ücretsiz programlar var. Ne kadar kalori harcıyorum, ne yapıyorum, ne yedim bunları izliyorum. Bisiklet saatlerimiz var. Uyurken, uyanıkken, otururken, kalkarken ne kadar kalori yaktığımı takip ederek beslenmeme ona göre yön vermeye çalışıyorum. Daha doğrusu bu işi kendim yapıyorum. Ama her sabah üç yumurtalı omletim sabittir. O hiç değişmez. 

– Bisiklete yeni başlayacak, senin gibi hızlı bisiklet sürmeye başlayacak arkadaşlara ne gibi önerilerin vardır? Neler yapmalılar? Nelere dikkat etmeliler?

Burada aslında birazcık çocukluğumu düşünüyorum. Başladığım bisiklet bir Çin bisikleti idi. Çok ağırdı, pedalsız ağırlığı 11 kiloydu. Ben, dediğim gibi, yokuşlara heves ettim. Bu bir heves işi. Hedef koyduktan sonra diyorsunuz ki; mesela yokuş mu çıkmak istiyorum, ona göre o bisikletle antrenman yapınca illa ki çevrenizden birileri karşınıza çıkıyor. Benim daha 1015 senesinde çok fazla insan karşıma çıktı. Şu an bisiklet o kadar gelişti ki, özellikle İstanbul’da, sabah birlikte sürerken, 5 buçukta 6’da ne kadar çok insan vardı… 

Burada hedef konulması önemli. Gerçekten yarışçı mı olmak istiyor, yoksa benim hedefim uzun turlar, bir tura çıkayım buradan Çanakkale’ye gideyim, buradan Bandırma’ya gideyim ya da çıkayım Ankara’ya gideyim tek günde mi diyorlar. Buna göre hedef önemli aslında. Önce doğru bir reel hedef seçilmeli. Yarışmak içinse en önemlisi uzun antrenmanlar yapmaktır. Aerobik antrenmanlar gibi, yani Zone2 dediğimiz %60-65 seviyesinde antrenman yapmaktır. 

Ama uzun yollar istiyorsanız devreye bir de mental güç girer. Fazladan mesela bisiklet çantalarına ihtiyacınız olur. Hedef koyup ona göre yönlenmeliler. 

– Şimdi pandemi sürecindeyiz. Pandemiden sonraki hedeflerin ne?

Bu soru güzel bir soru. Hedeflerim çok değişti. Şu an bile kesinliği çok yok. Ama şöyle söyleyebilirim; ben pandemi dönemini çok güzel geçirdim. 70 yaşlarında bir annem var. Onun risk altına girmemesi için ben pandemi boyunca evde kaldım. Yaklaşık 4 ay boyunca antrenörümün verdiği antrenmanlar doğrultusunda çalışmalarım ile pandemiyi çok güzel geçirdim. Bu da haliyle hedeflerimi daha çok Türkiye’den dışarıya yönlendirmeme neden oldu. 

2021’de Avrupa’da yarışmak istiyorum. Bunun için sponsorlarım destek olmaya hazırlar. Yarış masraflarını karşılamaya hazırlar. Hedeflerde aslında bir de takım var. Bir kontinental takımda hayatımı profesyonel bisikletçi olarak kazanmak hedefim var. Zamana-karşı etaplarda yarışmak istiyorum. Zamana-karşım çok gelişti. 

Zamana-karşı, adı üstünde zamana karşı yarıştığımız, tamamen aerodinamiğimizin en iyi olduğu, bisikletin üzerine kapandığımız, en güçlü, en hızlı halimizle gittiğimiz yarışlar oluyor ve bunlarda kendimi denemek istiyorum. Sprinter yapılıyım. Yani Avrupa bir, ikincisi de zamana-karşı yarışlar…

– Pandemi öncesinde milli takımdan ve kamplardan bahsettin. 2021’de seni ay-yıldızlı forma ile görür müyüz?

Tüylerim diken diken oldu… Bu yola çıktığımız zaman en büyük hedefimizdi zaten. Bir gün o ay-yıldızlı formayı giyebilmek. Hazırlık kampları oldu, bunun üzerine tam giyeceğiz dedik ama olmadı.

– Hazırlık kampı nasıl geçiyor?

Hazırlık kampı yoğun geçiyor. Adından da anlaşılacağı gibi milli takım hazırlık kampı. Yani orada fazladan taviz bekleyemezsiniz. 

– “Tamam ben oldum” diyebildin mi?

“Tamam ben oldum” asla diyemedim. Çünkü, yanınızda ulusal şampiyon var, yanınızda Balkan şampiyonu var, oda arkadaşınız Avrupa’da ciddi yarışlar kazanmış, birlikte kahvaltı yaptığınız, beraber sürdüğünüz bir arkadaşınız başka bir yerde iyi bir derece elde etmiş iken, “ben oldum” diyemezdim. Zaten diyorsanız orada artık işiniz yoktur. 

– Son olarak bize neler söylemek istersin?

Ben azmimden bahsetmek istiyorum. Başta bahsettiğim gibi aile gelirim yok. Bakıldığı zaman “Ozan nasıl şu an burada?”, “Ozan nasıl sponsora sahip?” denildiğinde cevap: Azim! Çok yanlış yaptım ama özür dilemeyi bildim. Daha sonrası da hatamdan ders almayı bildim. Oturup saatlerce düşündüm. Çevremdeki insanların yönlendirmelerini dinledim. Bu şekilde hayatıma yön verdim ve şu an Avrupa hedefi koyuyorum önüme. 

Ben sprinterim diyorum ama, milli takım hazırlık kampında ülkenin en iyi sprinterlerine “lütfen sürelim” diye yalvarıyordum. Kaybedip çok kahve ısmarladım. Ama bu böyle böyle gelişti. Orada daha iyi gitmek için onların hamlelerini görmeyi sağladım kendime. 

Bunun için en önemli şey azimdir. Böyle… Ozan Yavuz’u biraz tanıdık, nedir, ne yapar, nasıl antrenman yapar… 

– Çok teşekkürler. 

Ben de teşekkür ederim, İstanbul’a geldiniz. 

– Biz de en kısa zamanda İzmir’e bekleriz, birlikte sürüş yapmak için.