Sezonun başladığı bu aylarda milli takımdaki çeşitli yaş gruplarından kadın ve erkek sporcular Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun düzenlediği sezona hazırlık kamplarını tamamlayarak evlerine döndü. Bizler de hem kamp yapma kavramını detaylandırmak, hem de son kamplar ile ilgili görüşlerini almak üzere idarecilere, antrenörlere ve milli sporcularına danıştık. Aynı zamanda bisiklet sporcuları için önemli pek çok anahtar bilgiyi de bizlerle paylaştılar. 

Fiziksel aktiviteye dayalı pek çok spor dalında olduğu gibi Bisiklet sporunda da sporcunun performansını üst seviyelere çıkarabilmesi için antrenman yapması gerekli. Ancak bu antrenmanların “beslenme / dinlenme / antrenman” üçlü döngüsü içinde incelikle ayarlanmış belirli bir program ve disiplin içinde uygulanması gerekiyor. Bireysel gibi görünse de büyük oranda bir takım sporu niteliği taşıyan bisiklet sporunda bu çok önemli döngünün sporcular tarafından sağlıklı ve disiplinli bir biçimde yürütülebilmesi ve sporcuların bir arada verimli biçimde antrenman yapabilmesi için zaman zaman ekip halinde bir arada toplanır ve kampa girerler. 

Foto : Yunus Emre Yılmaz

Disiplin ve program içinde antrenman yapabilmenin yanısıra aynı takımda ortak hedefler içinde yarışacak üyelerin birbirlerini tanıması ve kaynaşmasına da olanak sağlayan sezon hazırlık kampları, ilerleyen günlerde artacak olan antrenman ve yarış yüküne sporcuları fiziksel ve psikolojik olarak hazırlamayı hedefliyor. 

Genel olarak antrenman programlarının olmazsa olmazı, sezon başı geçilen “temel kilometre” sürüşlerinin uygulandığı ilk kamplar sporcuların bünyesini git gide sertleşecek ya da şiddeti artacak olan çeşitli interval ve sürat antrenmanlarına hazırlıyor. Tüm bu faydalar profesyonel ekipler kadar amatör sporcuları da özel kamp organizasyonlarına katılmaya yönlendiriyor. Ülkemizde Boostcamp ekibinin düzenlediği amatör triatlet ve bisikletçilere yönelik olan kampların yanında, YüzBinKoş gibi kulüpler de kendi hazırlık kamplarını organize ediyor.

Foto : Yunus Emre Yılmaz

Kış aylarında dahi ılıman kalan iklimiyle soğuk mevsimlerde bisiklet sporcularına kucak açan Alanya’da, elit(büyük), genç ve yıldız bayan sporculardan oluşan yaklaşık otuz sporcunun yer aldığı bir ekip, Kadın Milli Bisiklet Takımı Antrenörü ve Ayşe Çakır denetiminde sezonun ilk Milli Takım kampını tamamladı. Bu sezona kadar milli formayı defalarca taşımış olan Çakır, kamp döneminin amaçları ve faydalarını şöyle özetliyor: 

“Sporcunun kondisyonunu ve antrenman seviyesini tespit edip yükseltmek.

Sporcuyu hedeflenilen müsabakaya hem fiziksel hem mental olarak hazırlamak.

Sporcuların birbirleriyle olan sosyal bağlarını güçlendirmek.”

“Sezon hazırlık adı altındaki bu kampın amacı için sporcuları sezon açılışı öncesi yapılacak müsabakaya hem fiziksel hem de mental olarak hazırlamaktı. Birlik içinde bir nevi sezon öncesi adaptasyon da diyebiliriz. Kampta sporcuların antrenman içi performanslarını ve birbirleriyle olan uyumunu değerlendirerek önümüzdeki yarışmalara için somut hedefler belirlemeyi amaçladık.” 

Foto : Ayşe Çakır

Geçtiğimiz günlerde tamamlanan hazırlık kampı süreci ile ilgili olarak Çakır şunları ekliyor: 

“16 günlük kamp sürecinde önceden yapmış olduğumuz antrenman programını, hava şartlarının elverişsiz olduğu günler dışında %90 oranında uygulayıp sporcuların sezon başındaki antrenman eksikliklerini tamamlamış olduk. Kampımızın her saatini dolu dolu geçirdik diyebilirim. Günde iki antrenman uygulayıp her anımızı bisiklet ve esnetme, fitness, zumba gibi diğer yan aktivitelerle geçirdik. Antrenman dışındaki dinlenme zamanlarında sporcuların motive olabilmesi için birer kahve eşliğinde sohbetler ve sahilde yürüyüşler yaptık. Kampın sporcular açısından verimli ve güzel geçtiğini her anında gerçekten hissettim. Kendileri de çoğu zaman kamptan çok verim aldıklarını, performanslarının kampa geldikleri andan itibaren olumlu şekilde değiştiğini dile getirdiler.”

Foto : Ayşe Çakır

Uzun süredir milli takım formasını giymeye hak kazanan ve profesyonel takımlarda rol alan tecrübeli sporcular için kamp dönemleri spor yaşamlarının ayrılmaz bir parçası. Yalnızca sezon başında değil sezon içinde de çeşitli yarışlara hazırlanmak için kamplara giriyorlar. Dünya standartlarına baktığımızda profesyonel bir takımla sözleşme imzalayan ya da ülke milli takımında rol alan bir sporcunun yıl içinde yarışlar ve kamplar nedeniyle ailesiyle çok az görüşebildiğini söylemek yanlış olmaz. Bu durumun bireye yüklediği psikolojik stres nedeniyle erken emekliye ayrılan Marcel Kittel ve Tom Dumoulin gibi pek çok profesyonel ve başarılı isim sayılabilir. Öte yandan pek çok sporcu için bu oldukça normal ve kabul edilebilir bir yaşam biçimi. Örneğin Rusya, Ukrayna, Romanya, Litvanya gibi pek çok ülke ekibi, kış mevsimini ülkemizin ılıman güney sahillerinde aylarca kamp yaparak geçiriyor. 

Foto : Yunus Emre Yılmaz

Sezona hazırlık kampına katılan Tecrübeli milli sporcularımızdan, 9 Eylül Üniversitesi Öğretim Elemanı Esra Kürkçü antrenman kampları ile ilgili görüşlerini şöyle belirtiyor: 

“Tamamen amaca yönelik ve hedef doğrultusundaki 1-2 haftalık özel antrenman dönemlerine kamp denir. Bu dönemlerin kamp olarak adlandırılması, içinde yoğunlaşma, izole olma, tamamen spora konsantre olma anlamlarını taşıması ile ilgilidir. Bisikletçiler performanslarını hem fiziken, hem de ruhen artırmak için kamp yaparlar. Yol bisikletinde sezon bitimi ve kış dönemi dinlenme dönemidir. Kış bitimine yakın da sporcular sıcak bölgelere giderek hazırlık antrenmanlarına başlarlar. Ancak kamp sadece sezon başı yapılmaz. Önemli hedef bir yarış öncesinde hazırlık kampı ya da sezon içinde performansı üst düzeye taşımak için yükseklik kampı da yapılabilir.”

Kamp döneminin faydalarını sorduğumuz Kürkçü “saymakla bitmez” diyor ve ekliyor: 

“Öncelikle rakiplerinle ve senin performansına yakın birçok sporcu ile antrenman yapma olanağın oluyor. Antrenman programı derdin yok, temizlik derdin yok, yemek derdin yok, iş tasan yok, özel hayat derdin yok. Kısacası tamamen spora odaklanıyorsun. İyi besleniyorsun, iyi dinleniyorsun. Ah birde masör ve fizyoterapist olsa tadından yenmez! Ancak maalesef yaptığımız kampta bunlar yoktu. Tabii ki bu saydıklarım antrenman yapmayı bilenler ve verimli bir program uygulayanlar için geçerli. Kimi sporcular diğer sporcuların da etkisiyle durmayı ve dinlemeyi bilmeden basar da basar. O zaman da yorgunluk üst üste biner ve kamp faydalı olmaktan çıkar. Eğer kendini tanıyorsan ve doğru bir program uygulanıyorsa kampın çok faydasını görürsün.”

Kampın nasıl geçtiğini sorduğumuzda Kürkçü şöyle devam ediyor: 

“Sezon başı olduğundan kadro genişti. Birlikte antrenman yaparak ilerleyen günlerde oluşturulacak olan milli takım kadrosu için as sporcuların tespitine yönelik çalışmalar yapıldı. Şimdiye dek katıldığım kampların sayısını hatırlayamıyorum ama bu kampa ilk defa gelen sporcular da vardı. Kampın ilk haftası çoğunlukla dayanıklılık antrenmanları ile, ikinci haftası ise temposu artırılmış antrenmanlar, testler ve son gün kalabalık bir grupla yarış provası şeklinde geçti. Antrenmanlı olanlar için verimli bir kamp olduğunu düşünüyorum. Ancak antrenmansız sporcular için aynı şeyleri söyleyemem. Öte yandan son yılların en kalabalık kampıydı sanırım.”

Milli sporcu Arzu Sağnak’a göre antrenman kamplarının en güzel tarafı günlük işlerden sıyrılıp antrenmana ve dinlenmeye vakit ayırabilmek. “Bu şimdiye kadar katıldığım beşinci antrenman kampı oldu. Her kamp sonunda performansımın bir basamak yukarı çıktığını hissettim. Bir sporcu için iyi ve programlı antrenmanın yanında dinlenme de çok önemli. Örneğin yoğun geçen bir antrenman sonrası sporcunun yemek yiyip o yorgunlukla sofrayı toplamak zorunda olmaması dahi lüks gibi görülebilir. Aslında gerekli ve olması gereken budur. Milli düzeyde yarışan bir sporcudan ya da takımdan başarı isteniyorsa, hayatın kamp-yarış-kamp-yarış döngüsü içinde geçmesi şart.”

Foto : Ayşe Çakır

Alanya’da hazırlık kampına girenler yalnızca kadın Milli Bisiklet Takımı değildi elbette. Elit Erkek(Büyük Erkek) Bisiklet Milli Takımı ve aday gençler bu sezon ikinci kamp dönemini tamamladılar. Milli takım antrenörü Kairat Baigudinov liderliğinde planlanan kamplar Büyük Erkek Milli Takım yardımcı antrenörü, eski milli sporcularımızdan Muhammed Atalay gözetiminde gerçekleşti. Kamplara katılan sporcuların çoğunluğunu ülkemizin iki kontinental takımı olan Sakarya Büyükşehir Belediyespor ve Spor Toto Bisiklet Takımı sporcuları oluştururken, genç kategoriden büyüklere yeni geçen sporcular da kampa katılarak tecrübe edinme şansı yakaladılar. Muhammed Atalay kamp sürecini şöyle aktardı: 

“Erkek sporcularda iki kamp dönemini tamamladık. İlki genç sporcularla birlikte yaklaşık 35 sporcunun katılımıyla, 12 gün kadar sürdü. Bu tam bir sezona hazırlık kampıydı. 

Yaklaşık 3-3,5 saatlik sürüşler ve beraberinde fitness antrenmanları gerçekleştirdik. Tecrübeli ve profesyonel sporcular için iyi bir hazırlık süreci oldu. Beraberinde gençlerden elit kategoriye yeni geçenler için ise çok önemli bir tecrübe fırsatı oldu. Biz onları ileriki dönemler gözlemleyip testler yaptık. Onlar ise tecrübeli büyüklerinden “bir profesyonel sporcunun 24 saati nasıl olmalıdır”ı öğrendi. Bisiklet bakımı, yemek düzeni ve alışkanlıkları, bisiklet teknikleri, fitness antrenmanlarının nasıl yapılacağı gibi pek çok konuyu görüp yerinde öğrenme şansları oldu. Ayrıca günde iki farklı antrenman yapılabileceği fikrine de hem zihnen, hem bedenen alışmış oldular. 

İkinci kamp ise 20 sporcu ile 16 gün sürdü. Bu kampta yol antrenmanlarına ağırlık verdik. Önümüzdeki ilk UCI 1.2 yarışlarına hazırlık amacıyla sporcuları hazırlamaktı amaç.”

Kamplar neden gerekli sorusuna Atalay şöyle yanıt veriyor:

“Kamp ortamında sporcular günlük meşgalelerden tamamen soyutlanıp yalnızca emek verdikleri spora odaklanabiliyor. Sporcular evlerinde antrenmanın yanısıra iş, eğitim ve ailevi görevler gibi pek çok uğraş ile meşgul olmak zorunda. Hayatın normal düzeni bu ve kaçınılmaz. Bu da düzenli ve disiplinli bir hazırlık sürecini zorlaştırıyor. Sporcu sabah yol antrenmanını yapabilse dahi akşam ailesinin verdiği bir görev nedeniyle fitness antrenmanını es geçebiliyor. Kamp bu düzenin sekteye uğramadan devam ettirilmesine olanak veriyor. Ayrıca kış mevsiminde Anadolu’nun pek çok yerinde iklim şartları bisiklet sporuna fazla elverişli değil. Sıcak bir iklimde sporcuları bir araya toplamak verimli antrenman olanağı sağlıyor. İkinci kamp sonrasında pek çok sporcuda çok olumlu performans artışları gözlemledik. Fazla kilolar büyük ölçüde atıldı. Ancak kış bitmiş değil. Bu sporcular evlerine döndüklerinde bu kazanımlar tekrar yok olabilir. Bu nedenle üçüncü bir kamp hedefliyoruz.”

Foto : Yunus Emre Yılmaz

Spor Toto Kontinental  Bisiklet Takımı sporcularından, milli sporcu Yunus Emre Yılmaz kamp dönemleri hakkında görüşlerini şöyle özetliyor: 

“Kampın en önemli getirileri arasında düzenli uyku ve düzenli yemek olanağı bulunuyor. Antrenman saatlerinin belirli ve programlı olması elbette büyük bir artı. Ancak bana göre uyku düzeni çok önemli. Verimli bir uyku antrenmandan verim almanız ve performansınızın iyileşmesi için anahtar. Belki de bir numaralı performans geliştirici. Pek çok genç sporcu maalesef bu noktayı ihmal ediyor. Ne kadar iyi antrenman yapsanız da yatağa gittiğiniz saat gece 11’i geçiyorsa pek çok şeyi çöpe atıyorsunuz anlamına geliyor. Ayrıca temiz ve havadar bir mekanda uyumak ve dinlenmek bana göre çok önemli. Kamp sürecinde kaldığımız otellerde her gün odamız temizleniyor. Biz sporcular da yalnızca dinlenmeye odaklanabiliyoruz. Ayrıca yemeklerin düzenli olması protein, karbonhidrat, yağ gibi makro besinleri kendimize göre ayarlayabilme olanağı sağlıyor. Ayrıca kamp yerinin Alanya gibi bir yerde olması sayesinde, dinlenme günlerinde deniz kenarında kahve içerek antrenman stresini atıp, rahat bir gün geçirebiliyoruz.” 

“Bu sonraki günler için enerjimizin yeniden dolmasını sağlıyor. Bu kamp bizim için oldukça verimli oldu. Özellikle yurtdışından ülkemize transfer olan tecrübeli yabancı sporularla birlikte geçirdiğimiz antrenman dönemleri bize çok şey kattı. Öte yandan Ahmet Örken, Feritcan Şamlı gibi isimlerle beraber antrenman yapmak hem bizim, hem de genç sporcular için çok iyi bir fırsat oldu. İlk yarışlara güzel hazırlandık diyebilirim. Sezon içinde de özellikle Türkiye Turu gibi büyük yarışlar öncesinde sürat ve interval ağırlıklı, güçte dayanıklılığa yönelik kamplara ihtiyacımız olacak.”

Kamplardan bahsederken “hedef” faktörü önemini her zaman koruyor. En küçük antrenmandan en kapsamlı kamplara kadar hazırlığın her boyutu belirli hedeflere yönelik yapıldığında verimli oluyor. 2021 sezonuna yönelik olarak Kadın Milli Bisiklet Takımı’nın hedeflerini Ayşe Çakır şöyle belirtiyor: 

“Bu sene yıldızlar için hedefimiz EYOF (Avrupa Gençlik Olimpiyat Oyunları) idi fakat bir sene sonraya ertelendiğini öğrendik. Gençler için öncelik ülkemizde yapılacak uluslararası yarışmalarda ve Eylül ayında İtalya’da yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda ülkemizi temsil etmeyi planlıyoruz. Büyükler için ise ülkemizde yapılacak uluslararası yarışmalar, Avrupa Şampiyonası ve ülkemizde yapılacak İslam Oyunları öncelikli hedeflerimiz olacak.”

Foto : Ayşe Çakır

Esra Kürkçü ise kamp sonrası süreci ve hedeflerini şöyle aktardı: 

“Benim son 3-4 yılım çok yoğun geçiyor. 2018-2019-2020 ve pandemi sebebiyle bu yıl ekstra yoğunlaştı. Hedefim olimpiyatlar ve bence hala katılma şansımız var. Antrenmanlarımı ve odaklanmamı asıl bu hedefe göre yapıyorum. Mayıs ayı itibariyle Dağ Bisikletinde olimpiyat kotaları belli olacak. Eğer gitmeye hak kazanırsam Ağustos’ta büyük yarış var. Bununla birlikte İslam oyunları da diğer bir hedefim. O da zaten Eylül’de gerçekleşecek. Eylül sonrası ise kapanıp 2022 Ocak ayı sonunda da doktoramı almayı planlıyorum. Öte yandan benim için hayat bir kamp ve sürekli planlı şekilde antrenman yapıyorum. Aslında herhangi bir tarih ve yer belirleyip gitmeme gerek olduğunu hissetmiyorum. Sürekli kamptayım ve bunu hayat tarzı edindim. Şanslıyım ki; işim ve eşim de buna müsaade ediyor.”

Son olarak Milli Takımın hedefleri ve 2021 sezonu hakkında Türkiye Bisiklet Federasyonu Teknik Kurul Başkanı Prof Dr. İrfan Türetgen’in görüşlerini aldık: 

“2021 yol bisikleti sezonu 2020 Aralık ayında Büyük Erkekler sezon hazırlık kampı ile start almıştı. Ardından 8-24 Ocak tarihleri arasında tüm kategorileri kapsayan 120 kişilik Alanya Kampı gerçekleştirildi. Malum pandemi nedeniyle Ocak ayında yarışlara bakanlıktan olur almak mümkün olmadı. Zira kalabalık bir etkinlik için uygun şartlar oluşmamıştı. Ocak-Şubat aylarında bir sezon açılış yarışı ilk kez pas geçildi. “Sağlık olsun” demekten başka çare yok elbette.” 

“Ocak ayı kampında her kategoride seçmeler elbette yapıldı ama kampa seçilemeyen veya davet edildiği halde muhtelif sebeplerden katılamayan sporcular için bir fırsat eşitsizliği de oldu maalesef. Derken Şubat ayı geldi. Takvim tümüyle dolu, çünkü özel etkinlikler olarak planlanan, UCI puanı veren yarışlar her hafta sonunda var. Bu yarışlara yurt dışından yeni ekipler gelmeyebilir ancak hatırı sayılır sayıda yabancı kulüp ve sporcu zaten Alanya ve civarında kampta. Bu özel yarışlar tüm yıl boyunca takvimde sıklıkla yer alıyor. Pandemi nedeniyle Federasyon yarışlarının yeri ve tarihleri henüz netlik kazanmadı çünkü henüz illerin çoğunda olağanüstü önlemler devam etmekte.

Gelelim yıl içindeki ana etkinliklere. Kapımızı ilk çalacak büyük etkinlik Nisan ayında 56. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu olacak. Avrupa’da bisiklet yarışlarının başlamasıyla beraber yapılması konusunda umut veren gelişmelere rağmen henüz bir kesinlik yok TUR’un bu seneki kaderi konusunda. Her zaman olduğu gibi ulusal şampiyona Haziran ayının 2. yarısında yer alıyor. Temmuz ayında ise malum Olimpiyat Oyunları zamanı. Ülkemizden 2 erkek bisikletçi yol bisikleti branşında bizi temsil edecek. Büyük Erkeklerin TUR sonrasındaki hedeflerinden biri de bu. O sebeple kampları yıl boyunca devam edecek, adaylar kendilerini gösterme fırsatı bulacak. Dillerde gezinen isimler aşikâr olsa da sakatlık veya başka nedenlerden ötürü yedeklerin de hazır olması kritik öneme sahip. Eylül ayında bir diğer önemli yarış 5.İslami Dayanışma Oyunları adı altında Konya’da yapılacak. 

Foto : Yunus Emre Yılmaz

Dört yılda bir yapılan organizasyon takvimde hem yol hem pist müsabakası olarak görünse de inşaatı başlayacak velodrom o tarihe yetişmeyecek gibi görünüyor. Yine de elit kadın ve elit erkek sporcularımız için kıymetli bir organizasyon olacağına kesin gözüyle bakıyoruz.”