Bugüne kadar hep bisikletin açılarına ve duruşuna göre poziyon değiştirdik değil mi? Gidon alçaksa kolumuzun ağrısına katlandık, bel ağrısından öldük öldük dirildik ama yılmadan devam ettik. Hatta aylarca sele ağrısı çektik. Bike İzmir bisiklet topluluğu sürüşlerine katılan ve bu problemleri yaşayan o kadar çok arkadaş tanıdım ki. Peki size bugüne kadar okuduğunuz, bildiğiniz, duyduğunuz her şey yalan desek? Ortada yıllardır üzerinde çalışmalar yapılan ve doğruluğu bilimsel deneylerle kanıtlanmış bike fit yani “Bike Fitting” diye bir şey var. Haziran sayısına özel, İzmir Çankaya’da bulunan “Sundu Bisiklet” bizleri misafir etti ve ilk bike fitimi, bike fitting teknolojisiyle gerçekleştirmiş oldum. Gelin hep beraber “Bike Fit” nedir bir göz atalım ne dersiniz?

Peki nedir bu bike fit? Bike fit, çok kısa anlatımla, bisikletin, sürücünün vücuduna uygun olarak baştan düzenlenmesi anlamına geliyor. Yani bisikleti vücudumuzun bir organıymış gibi, bir uzvumuzmuş gibi kullanmamıza yarıyor. Öyle ki, açıları vücudumuza uygun olarak düzenlenmiş bir bisiklet, hem konfor hem aerodinamiklik hem de güç aktarımı açısından gözle görülür farklar yaratabiliyor. Bir yol bisikleti sürücüsünün dikkat etmesi gereken en önemli şey, bisikletin kendi vücut anotomisine uygun olup olmamasıdır. Bisikletlerin açıları malum, her firma kendince açılar geliştiriyor. Kimi aerodinamiklik, kimi enerji, kimi ise konfor bakımından en iyi açıyı yakaladığını söylüyor. Peki bu gerçek mi? En verimli enerji aktarımını ben yapıyorum diyen bisiklete binince gerçekten en iyi enerji aktarımını biz mi yapıyoruz? Biz değilsek kim yapıyor, nasıl yapıyor bu enerji aktarımını? Bike Fitting işlemini yaptırmak istiyorsanız, Sundu Bisiklet mağazası bunu profesyonel bir şekilde uygulayabiliyor. Tecrübeyle sabit… Bike Fit fiyatları ile ilgili “Sundu Bisiklet” mağazasından detaylı bilgi alabilirsiniz. Bike fiti neden uygulayacağız? Yukarıdaki kısa bilgilendirmede de belirttiğimiz gibi, bike fit, aslında yol bisikleti için bir mecburiyet durumunda. Diğer bisiklet tiplerinde en ince ayarlar bile çok kaba ve mekanik olmasına rağmen, yol bisikleti ve triathlon bisikletlerinde bu ayarlar saatler süren, milimetrelerin dahi hesaba katıldığı işlemler haline geliyor. İşlemlerin bu kadar uzamasının sebepleri ise gayet açık; aerodinamiklik, konfor ve enerji tasarrufu.

Aerodinamiklik

Aerodinamiklik, yol bisikleti ve triathlon bisikleti için önemli bir unsur. Ülkemizde yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan bir dal olan triathlonda, zaten kilometrelerce yüzerek yorulan bir sporcu, bunun üstüne uzun saatler boyunca sele üstünde pedal çevirip bunun da sonunda yine kilometrelerce koşmak zorunda ve bunların hepsini yapıp birinci olmak zorundadır. Yani zaman, triathlon için en önemli unsur olmakta. Rüzgara karşı direnç göstermek ise saniyelerin bile önemli olduğu bu tip yarışlarda mühendislerin ve dolayısıyla sporcuların aşması gereken bir konu. İşe bu noktada aerodinamiklik devreye giriyor… Rüzgara karşı en az direnci gösterecek duruş, hızlanmanızı engelleyecek değil, daha çok hızlanmanızı sağlayacak küçük püf noktaları gibi bütün pozisyon farklılıkları bu alt dalda inceleniyor. Yukarıda saydığımız bütün bu olaylar silsilesi yol bisikleti için de geçerli tabi.

Konfor

Yine aerodinamiklik örneğinde verdiğimiz örnek gibi, bir triathlon yarışçısı bisikletten inip koşmak zorunda… Peki, dizleri ve beli ağrıyan bir triatletin koşması sizce mümkün mü? Veya 8 saat süren bir yol bisikleti yarışında zaten yeteri kadar yorulmuş ve daha da yorulacakken bunun üstüne bir de kollarınız ağrısa hoşunuza gider miydi? İşte “bike fit”in konfor alt dalı bunların olmaması için uğraşıyor. Daha sağlıklı spor yapabilmemiz için.

Enerji aktarımı/tasarrufu

Hepimiz kadrolarda ve grupsetlerde en iyinin peşindeyiz değil mi? Peki pedala bastığınız açı doğru mu? Ya seleniz, çok önde duruyor olabilir mi? Ortalama bir sürüş yapıp 100 watt güç ürettiğinizi varsayalım. Ya bu gücün sadece %60’ı arka tekerleğinize aktarılabiliyorsa, kalan %40’ı için üzülmez miydiniz? Ben üzülürdüm. Üzüldüm de. Hatta bugün ön çapraz bağlarımın kopuk olması sebebiyle sağ bacağımın yeterli güç üretemediğini fark ettim.

Adım adım bike fitting

Gidon, bisikleti hissetmemizi sağlayan en önemli parça. Öyle ki, bir bisikletçi, gidonu uzvu gibi kullanmalı, gidon büyük veya küçük olmamalı.

Gidon açısı

Sağlıklı bir sürüş için gidonun boyu kadar açısı da önemli. Bu noktada ayarlanabilecek en iyi pozisyon, gidonun alt kısmının yere paralel olduğu pozisyondur. Klasik gidonlarda bu, gidonun üst kısmının da yere paralel olması anlamına gelse de, bazı gidonlarda tutuş açıları değişken olduğu için üst kısmı pek dikkate almamak gerekli.

Uzanma mesafesi

Gidonla ilgili bir diğer önemli ölçümüz ise uzanma mesafesi. Rahat sürüş pozisyonunuzda iken, kollarınız ile vücudunuz arasındaki açı 90 dereceyi aşmamalı, 85 derecenin altına ise inmemeli. Bu açı aynı zamanda optimum aerodinamik açıdır. Uzanma mesafesini ayarlarken, dirseklerinizin 15 derece civarı kırık olmasına dikkat etmeniz önemlidir. Sürüş esnasında da dirsekleriniz kilitli olmamalı, yine 15 derecelik bir açı ile kırık olmalıdır. Bu aynı zamanda yoldan gelen titreşimleri dirsekleriniz yoluyla absorbe etmeniz anlamına da gelmekte.

Sele boyu

Sele boyunun doğru olması, gücün büyük kısmını pedala, daha doğrusu tekerleğe aktarmak için yapılacak önemli bir ayardır.

Ayaklar, pedallar

Doğru ayarlanmamış spd pedallar, başta diz ve bilek olmak üzere eklem ağrılarına, ciddi sakatlık risklerine ve daha da önemlisi bisikletinizin kontrolden çıkmasına sebebiyet verebilir. Bike Fit yaptırdıysanız, artık muzlu sütünüzü içip, yeni yol bisikletinizin keyfini sürebilir, aerodinamiklik, konfor ve performansınızdaki artışı birebir gözlemleyebilirsiniz. Buraya kadar geldiyseniz, insanlara anlatacak çok şeyiniz var demektir. Unutmayın ki; bilgi paylaştıkça çoğalır…