Ülkemizde bisiklet spor ve turizmine uygun platformlar hazırlayan ve yarışmalar düzenleyen organizasyon şirketi Argeus’un kurucusu Aydın Ayhan Güney ile bisiklet üzerine daha neler yapılabilir, sizler için görüştük.  

* Türkiye’de turizm ve spor etkinliklerini ortak noktada buluşturan Argeus’u tanıyabilir miyiz? Argeus’un gerçekleştirdiği ve katkı sağladığı organizasyonlar nelerdir?

Şirket 1990 yılında kuruldu. Kapadokya bölgesinde bisiklet turları yapmak amacıyla İtalya’dan 63 Dağ bisikleti ithal ederek faaliyetlerine başladı. 1993 yılında ise Seyahat acentası markası olarak Argeus ismiyle devam etti. Asıl işi tur operatörlüğü olan şirket, bisiklet tur ve aktivitelerinden hiç kopmadı. 2000 yılında organize ettiği Kapadokya Bisiklet Festivali ile profesyonel yarış kariyerine başlamış oldu. 

Bu yarışların kalitesi ve iyi organizasyonu sonrası 2007 yılında Avrupa dağ bisikleti şampiyonası, 2008-2015 yılları arası Cumhutbaşkanlığı Bisiklet Turu, 2010 Avrupa yol bisikleti şampiyonası, Kapadokya, Çeşme, Antalya, Marmaris granfondolorı ve Tour of Antalya ile organizasyonlara devam etti. 2014 yılı ile birlikte patika koşusu yarışlarına da başlayan Argeus, Kapadokya Ultra Trail, Aladağlar Sky Trail ve Alanya Ultra Trail ile devam etti. Hala asıl işi tur operatörlüğü olan firma her yıl 5-7 arası spor organizasyonu da yapmaktadır. 

Bunların yanısıra birçok koşu ve bisiklet organizasyonuna timing sistemi, malzeme veya koordinasyon gibi hizmetler de vermektedir.

* Spora bu kadar destek olmanızın amacı nedir?

Bu aktiviteler tamamen ticari ama organizasyonları büyütebilmemiz için spora destek vermemiz ve yatırım yapmamız da gerekiyor. Bir nevi kendi müşterimizi kendimiz yaratmamız lazım. Bu tür organizasyonlar ülkemizde çok ilgi görmüyor ama yapıldıkça katılımcısı ve ilgi gösteren kişi sayısı artıyor. Bazı yarışları sadece sosyal proje amaçlı yapıyoruz, bisiklet takımlarına sponsor oluyoruz, bisiklet ve malzeme desteği sağlıyoruz. Kısacası aklında spor yapmak olan kişileri motive amaçlı her şeyi yapıyoruz. Unutmayalım ki bu tür organizasyonlar büyük bütçeli ve gerek sporcular gerekse sponsorlar için önce çekici hale getirmemiz ve sonra büyütmemiz gerekiyor.

* Çeşme Gran Fondo’nun bu yıl 4.sü düzenlendi. Burada katkınız büyük. İyi ve kötü yanlarıyla organizasyon için düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Çeşme yarışını Velotürk gurubuyla bir sosyal proje olarak başlattık. Velotürk yaptığı aktivitelerle finans sağlayıp ihtiyaç sahibi çocuklara bisiklet alan bir oluşum. Önemli bir iyilik projesi ve biz de destek olabilmek amacıyla tüm gelirleri bu projeye kaydırıyoruz.

Çeşme çok güzel bir yer, turizm altyapısı çok geniş, ulaşımı kolay populer bir bölge. Ayrıca belediye ve kaymakamlık organizasyona çok özen gösteriyor ve bize çok destek oluyor. Çeşme halkı da gerçekten çok ilgili. Her yıl severek katkı sağlıyorlar. Tüm bu saydıklarım yarışın her yıl daha fazla ilgi görmesini sağlıyor. Daha iyi olabilecek yönleri tabi ki var ve üzerinde çalışıyoruz. Yollar her yıl daha iyi oluyor. 

* Gran Fondo’ya yurt dışından daha fazla sporcu katılımını sağlamak için neler yapılabilir?

Katılımı artırmak artık bu haliyle zor, çünkü Türkiye’de bisiklet yarışına katılabilen neredeyse herkes zaten orada. Bunun için yabancı sporcu çekebilmemiz lazım. Uluslararası bir zincire dahil olup, fuar ve diğer organizasyonlara tanıtım amaçıyla giderek daha fazla yabancı katılımcı bulabiliriz ama sonuçta bütçelere bağlı. Üzerinde çalışıyoruz.

* Ülkemizdeki bisiklet kültürünü nasıl görüyorsunuz?

Hepimizin bildiği gibi yok denecek kadar az. Kısa ve orta vadede olacak bir şey de değil. Bugün yoğun olarak devlet bu konuyla ilgilenmeye başlasa, bisiklet kültürünün oturması 2 jenerasyon alır. Bu çok yönlü bir konu ve o düzeyde çalışma gerektirir. Bisikletin ulaşım, sağlık için spor ve profesyonel spor olarak her yönüyle büyümesi lazım ancak o zaman hayatın her yerinde olur ve bir kültür haline gelir.

* Son zamanlarda birçok şehirde yerel yönetimlerin bisiklet kullanımını arttırmaya yönelik yaptıkları çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? (Bisiklet yolları, bisiklet kiralama, organizasyonlar v.s.)

Çoğu plansız ve göstermelik! Boşa harcanan para ve zaman. Bisiklet yolu ulaşım amaçlıdır ve eğer araç yolları gibi birbirine bağlanamıyorsa bisiklet yolu değil gezinti yoludur. Spor yapmak amacıyla bisiklete binenlerin çoğu bisiklet yolunu kullanmaz. Bisiklet yolu ulaşım amaçlıdır ve ulaştırması gerekir! Yerel yönetimler bu yolları yaparken veya kiralık bisiklet koyarken amacı iyi belirlemelidir. Ayrıca ülkemizde yapılan bu yolların mutlaka araç ve yaya yolundan ayrılması gerekir. Bisiklet yolu olarak yapılan yollar birçok şehirde park yeri veya yaya yolu olarak kullanılıyor. Halk bilinçlenene kadar ayrılmış yollar yapmaya dikkat edilmeli.

* Bisiklet organizasyonları haricinde Türkiye’de en geniş katılımlı patika koşusu konumunda olan, Kapadokya Ultra Trail organizasyonunu da düzenliyorsunuz. Bu organizasyonun geldiği noktayı sizden kısaca alabilir miyiz?

Kapadokya Ultra Trail patika koşusunun 2019’da altıncısını gerçekleştirdik. Gerçekten çok hızlı büyüyen, dünya çapında bir organizasyon oldu. Geçen yıl 80 ülkeden %55’i yabancı olmak üzere 2650 sporcu katıldı. World Tour takviminde yer alan 22 yarıştan birisiydi. 2020 için ise kayıtlar her şeye rağmen hızlı bir şekilde devam ediyor. Şu anda dünyanın en saygın yarışlarından birisi olarak gösteriliyor ve ilgi artarak devam ediyor. Diğer yüksek katılımlı yarışlarda olduğu gibi bu yarış da bölgeye ve ülkemize çok yüksek bir turizm geliri ve tanıtımı sağlamakta. Geçen yıl internet üzerinden profesyonel çekimler ve sunumlarla 14 saat canlı yayın yaptık. Türkiye’de ilk ve dünyada çok az yarışta yapılabilen bir çalışma bu.

* Ülkemizde dört mevsim bisiklet turizmi yapılabilir mi?

Evet. Türkiye konumu gereği dört mevsim açık hava sporlarının yapılabileceği bir ülke. Aynı anda dört mevsim yaşanabiliyor. Sahil bölgeleri kış aylarında çok uygun. Turizm altyapısı, yolları ve düşük sezon olması sebebiyle ideal koşullar sunuyor. Bahar aylarında yükseklik sebebiyle çok sıcak olmayan iç Anadolu ve doğu Anadolu uygun bölgeler, yazın sıcak dönemlerinde ise Karadeniz. Diğer taraftan sadece uygun hava şartları yetmez tabi ki. Turizm altyapısı olan, ulaşım sorununu çözmüş, bisiklete uygun kalitede sakin yolları olan bölgeler olması gerekiyor.

* Uci yol yarışı takviminde olan Tour of Antalya 2020 organizasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tour of Antalya, 3 yıl önce iyi planlama ve hedeflemeyle başlattığımız bir yarış. Yüksek bütçesine rağmen tamamen özel sponsorluklarla hayata geçmiş, Antalya’nın bir markası. 2 yıllık 2.2 kategorisinden sonra 2020 yılında 2.1 kategorisinde yarış yaptık. Gerek takım ilgisi gerekse takımların hırsı bizi çok memnun etti. Son derece keyifli ve zevk veren yarışlar ortaya çıktı. Kısa sürede adından söz ettiren bir yarış oldu ve planlarda bir aksama olmazsa uzun dönemde en çok tercih edilen 2.1 yarışlarından birisi olacaktır.

Antalya özel bir bölge. Bisiklet için sonsuz alternatifler sunuyor. Aynı zamanda otel kalitesi, etaplı yarış olmasına rağmen tek otel kullanılması, kısa transfer mesafeleri ve yüksek kalite çekiciliğini her yıl artırıyor. Sadece 4 etap olmasına rağmen bir bisiklet yarışında olması gereken tüm etap çeşitliliğine sahip.

Gerekli desteği bulduğu sürece geleceği güzel olan bir yarış. Önümüzdeki yıllarda canlı yayın için bütçe bulduğu taktirde daha da ilerilere gidecektir.

* Son olarak spor ve turizm adına bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Biz spor turizmini çok katılımlı spor organizasyonları ve spor amaçlı turlarla yapan bir firmayız. Spor turizmi aslında onlarca farklı çeşidi olan bir turizm. Biz sadece bu bölümünde yer alıyoruz. Amacımız elimizde olanları daha büyütmek ve gerçekten hikayesi olabilecek yeni birkaç organizasyon daha yapmak. Bu tamamen bizim yeterli zamanı bulabilmemize ve sponsorluklara bağlı.