Bas Pedala Avrupa
Bisiklet sürücülerinin ölümleri ile sarsıldığımız bir ay oldu ekim ayı. Sayılar, istatistikler, veriler görmesini bilen için epeyce can yakıcı. Türkiye'nin kentlerinden birinde bisiklet süren herhangi biri için yollar ölümcül tuzaklarla dolu. Dahası bisikletin yollarda yeri olmadığını düşünen milyonlarca sürücü ve onların altındaki bilmem kaç beygirlik otomobillerle birlikte yolda olmak zorundasınız. Sertaç Kasaplar'ın "Bas Pedala Avrupa" kitabında bahsettiği kent-bisiklet ilişkisini okuduğunuzda ise kafanızda sorular bir "tüh!" ile birlikte patlıyor. İtiraf etmek gerekirse hem kıskanıyor hem öykünüyorsunuz hem de olabilirlikler içinize oturuyor.
"Bas Pedala Avrupa" kitabın bir gezi kitabı olarak kaleme alınmış. Bu gezi kitabı bisikletli bir gezgin için çok öğretici ve dahası tüm bisiklet sürücüleri için manifesto olabilecek ilham verici kent içi bisiklet ulaşımı fikirleri ile dolu. Okudukça benim şehrimde "hangileri olabilir?", " nasıl olabilir?" diye düşünmeye başlıyorsunuz. Bu nedenle kitap bir eylemsellik hissi ve harekete geçme arzusu uyandırıyor. İçinize oturan yumru, "nasıl değiştirebilirim?" sorusuna dönüyor.
Kitap iki temel kısımdan oluşuyor. Sertaç Kasaplar kitabının ilk bölümünde Türkiye'den Danimarka'ya olan yolculuğunu ve oradan başlayarak bir aylık seyahatini aktarıyor. Kopenhag'dan başlayan yolculuk Almanya, Hollanda ve son olarak da Fransa'ya uğrayarak bitiyor. Kitabın bu kısmında uluslararası bir bisiklet seyahati için önemli deneyimler aktarılmış. Kitap baştan sona öğretici. Dahası; kitabı okuduğunuzda karşınızda bir öğreticinin soğuk mesafesi yok. Öğretenler genelde daha üstten bir dille konuşurlar Sertaç Kasaplar ise yalın bir üslupla deneyimlerini bizimle paylaşmış. Bu nedenle kitabın her satırında içtenlikle öğreniyorsunuz. Bu öğreticilik biçiminden etkileniyorsunuz.