Göcek – Ölüdeniz
En Farklı En Güzel Yerler
Bir önceki hikayemizde Göcek’e kadar keyifli bir yolculuk yapmıştık. Göcek’in masmavi sularında dinlendikten sonra, artık yeni maceralara çıkabiliriz. Bu seferki yolculuğumuz kısa ama biraz yorucu. Bu yolculukta pedallanması gereken 45 km var.
Göcek şehir merkezinden çıkmamızla birlikte 3 km’ye yakın tatlı tatlı tırmanışla güne başlıyoruz. Pedalınızın sertliği arttıkça, sağ tarafınızda yer alan Göcek koyunun manzarasının güzelliği de artıyor. Çok fazla yol almadan rotanın 6. Km’sinde İnlice Plajı’na yukarıdan bakmanın keyfine doyamayacağınız bir dinlenme noktasıyla karşılacaksınız. Hemen yolun kenarında seyyar bir şekilde çay ve kahve satan bir aracı görmemeniz mümkün değil. Daha pedalınıza basalı 6 km gitmiş olsanız da bu güzellik karşısında bir çay içmeye değer.
Hadi şimdi birazcık yol alalım. 13. Km’ye kadar devam eden tatlı tatlı rampaların keyfini çıkarmaya çalışın. Çünkü Ölüdeniz’e varmak için size güzel bir antrenman olacak. Ufak ufak inip çıkacağınız yolda rotanın 15. Km’sinde Günlüklü Koyu’nun güzelliği sizi büyüleyecek. Rotanın 18 km’sinden sonra yolunuz düzleşiyor ve 33. kilometresine kadar yükseltisi olmayacak şekilde yol alacaksınız.
Rotanın 28. Km’si ile 33. Km’si Fethiye şehir merkezinde yer alan sahil şeridi boyunca pedalınıza basacaksınız. Öğle yemeği planlamasını Fethiye’de yapabilirsiniz. Sahil şeridi boyunca deniz kenarında bir sürü restoran var. Konumu ve internetteki yorumlarına göre Çarıklı Et Restaurant bizim tercihimiz oldu. Gerçekten nokta bir atış oldu. Ölüdeniz’deki sert bir rampa öncesinde biraz karbonhidrat ihtiyacı hiç fena olmaz. Unutamadığımız hamburgerini bence deneyebilirsiniz. Çok daha fazla detay vererek yazıyı yarım bırakıp, mutfağa gitmenizi istemem. Deniz manzarası eşliğinde hem güzel ve kaliteli bir öğle yemeği yiyebilir hem de dinlenebilirsiniz.
Öğle yemeği sonrası, dilerseniz biraz şehir merkezinde turlayabilirsiniz. Fethiye şehir merkezinden Taşyaka, Patlangıç yönüne doğru pedallarımızı çevirmeye başladıkça pedalınızın sertleştiğini hissedeceksiniz. Yüzde 3’lerle başlayan yükseltiler 38. Km’de yüzde 14’lerle sizi biraz yorabilir. Rampa sonunda su ve ihtiyaçlarınızı karşılamak için bir kaç kilometre sonra yolun sol tarafında benzin istasyonua uğrayabilirsiniz. Biraz daha sabrederseniz, Hisarönü’nde de mola verebilirsiniz.
Bundan sonra ne mi olacak? Yaklaşık 5 km devam eden sert bir iniş sizleri bekliyor. İnişi yaparken, bir yandan yamaç paraşütlerininin de sizinle birlikte Ölüdeniz’e inişini seyredeceksiniz. Manzaranın büyüsüne kapılıp, yola dikkatinizi vermeyi unutmayın. İnişle birlikte yol sizi direkt Belcekız plajına çıkaracak. Yabancı turistin çok olduğu Ölüdeniz’de konaklama ve restoran fiyatları da buna göre değişkenlik gösteriyor.
Şimdi sırada bisiklet dostu otel bulmak var. Otele yerleştikten sonra, kendimizi Ölüdeniz’e bırakabiliriz. Ölüdeniz’e varış saatine göre ya da kalacağınız gün sayısına göre yamaç paraşütü yapmak için planlama yapabilirsiniz.
1975 metre yükseliğindeki Babadağ’dan deneyimli bir pilot eşliğinde başlayan serüven 30-40 dakikalık bir uçuştan sonra Belcekız plajında tamamlanmaktadır. 1700 metre yükseklikteki uçuş noktasına ciplerle gidilmektedir. 25 km’lik toprak ve engebeli yol 50 dakika sürer. 1700 metrede rüzgâr yeterli değilse, 1900 metreye çıkılır. Tulum ve kasklar takılarak, pilota ve paraşüte bağlı “harness”e-(oturak) oturulur, pilotun paraşütü çekmesiyle paraşütler şişer, birkaç adımlık koşuyla açılıp yükselinir ve uçmaya başlanır. Deneyimli pilotlar yamaç paraşütüyle 3500 metre yüksekliğe kadar çıkabilmektedir ve havada beş saat kalınabilmektedir. Yamaç Paraşütü organizasyonu yapan acenteler Ölüdeniz sahilinde bulunmaktadır.
Birazcık da Ölüdeniz’den bahsedelim. Ölüdeniz kumsalı yüzde 82 oyla 2006 yılında Dünya’nın en güzel kumsalı seçilmiştir. Ölüdeniz turizm açısından oldukça gelişmiştir. Likyalılarda ışık ve güneş diyarı, ortaçağda “Uzak Diyar” olarak tanınır. Anadolu’nun güneybatısında yer alan Teke Yarımadası’da bulunur. Türkiye’de bulunan deniz kulağı (lagün) oluşumlarından biridir.
Ölüdeniz, adı gibi durgun bir göl niteliğindedir. En fırtınalı günlerde Belceğiz kıyıları dalgalarla boğuşurken, Ölüdeniz’de sadece çırpıntılar meydana gelir.
Ancak durgun gibi gözüken Ölüdeniz, gözle görünmeyen üç nedenle kendini hemen hemen her gün yenilemektedir. Bunlardan ilki, Ölüdeniz’de mevcut yoğun kaynak suyu çıkışları, dipte içeriden açık denize doğru bir akıntı yaratmaktadır. İkincisi, bu kaynak sularının yarattığı tuz farkından dolayı açık denizden içeriye ve dışarıya devamlı bir sirkülasyon oluşmasıdır. Üçüncüsü ise gel-git etkisi ile iki-üç günde bir deniz ortalama yarım metre yükselir ve alçalır. Bu da büyük miktarda deniz suyu giriş ve çıkışı sağlamaktadır.
Bir sonraki rotamız için, Ölüdeniz dönüşünde sizi sert bir çıkış beklediğini unutmayın. Çünkü bir sonraki rotamız Kalkan ve Kaş olacak. Bunun için Ölüdeniz’in keyfini doyasıya çıkarın.